Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/74 Esas 2015/1936 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/74
Karar No: 2015/1936
Karar Tarihi: 11.06.2015

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/74 Esas 2015/1936 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ağır Ceza Mahkemesi, bir sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık ve diğer sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçlarıyla açılan kamu davasına ilişkin kararını vermiştir. İlk sanık için yasaya göre cezanın üst sınırının belirli olduğu ve suçun işlendiği tarihten itibaren yasal zamanaşımının gerçekleştiği sonucuna varılmış ve dolayısıyla davalarının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmiştir. Ancak, ikinci sanık hakkında yeterli araştırma yapılmadan yazılı şekilde karar verildiği belirtilmiş ve bu nedenle karar bozulmuştur. Kararda bahsedilen kanun maddeleri ise Türk Ceza Kanunu'nun 7, 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddeleri ile Türk Ceza Kanunu Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9. maddesi ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8 ve 321. maddeleridir.
21. Ceza Dairesi         2015/74 E.  ,  2015/1936 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Beraat

    1-Katılan vekilinin dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazları incelemesinde;
    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği en son 28.03.2005 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta CMUK"nun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK"nun 223/8. maddeleri uyarınca tebliğnamedeki istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE,
    2-Katılan vekilinin resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazları incelemesine gelince;
    Sanıkların atılı resmi belgede sahtecilik suçunu kabul etmemeleri, Adli Tıp Kurumundan alınan 05.12.2011 tarihli raporda suça konu reçetelerdeki yazı, imza ve rakamların sanıkların el ürünü olmadığına ilişkin tespit karşısında gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi açısından; sanık ... ve tanık ..."in beyanlarında geçen ... ile ... isimli kişilerin tespit edilip iddia konusu olayla ilgili detaylı beyanları alınarak, sanıklar ile irtibatlarının tespiti ile ... ve ... ile sanık ..."in eczanesinde çalıştıkları tespit edilen ... ve ..."ın elyazı, rakam ve imzaları karşılaştırılmak suretiyle suça konu reçeteler ve sağlık raporlarındaki yazı ve imzaların aidiyeti konusundan bilirkişi raporu alındıktan sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi,
    Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara