Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden davalı K. A."ın Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Baştabipliği tarafından verilen 27.03.2001 tarihli raporda davalıya "İki Uçlu Mizaç Bozukluğu" tanısının konulduğu, Ardahan Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 27.04.2012 tarih 2012/292 esas sayılı kararıyla da kısıtlandığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere dava ehliyeti olmayan kişiye karşı dava açılması (veya onun tarafından) yapılan usul işlemleri geçersizdir. Fakat, davalının kanuni temsilcisi davalıya karşı (veya onun tarafından) yapılmış olan usul işlemlerine onay (icazet) verebilir.
Somut olayda, kısıtlı davalının, vasisi tarafından verilen vekaletname ile Av. F.Y. tarafından 16.05.2012 tarihli celseden itibaren temsil edildiğinin ve vekilin kısıtlının davayı bizzat takip ettiği döneme ilişkin yapılan usulî işlemlere icazet vermediğinin kabulü gerekir.
Hal böyle olunca, davalı kısıtlının, vasi yada vasi tarafından belirlenen vekil tarafından davada temsil edilmediği dönemde yapılan usul işlemlerinin geçersiz olduğu gözetilerek tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri tüm delillerin eksiksiz olarak toplanması hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere eksik inceleme hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen yön itibariyle yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.