Esas No: 2013/2939
Karar No: 2013/18196
Karar Tarihi: 17.12.2013
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/2939 Esas 2013/18196 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Tapu iptali ve tescil davasında, hüküm fıkrasında açık olmayan hususlar nedeniyle tavzih talebinde bulunulmuştur. Ancak yerel mahkeme, yanılgılı değerlendirme yaparak tavzih talebini reddetmiştir. Temyiz eden avukat, mahkemenin kararının bozulmasını istemiş ve mahkeme kararı 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince bozulmuştur. Ayrıca temyiz edenler vekili için duruşma avukatlık parası ödenmesi kararı verilmiştir. Kanun maddeleri: 1086 sayılı HUMK'nun 455 ve takip eden maddeleri, 6100 sayılı Yasa'nın 305 ve takip eden maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Yanlar arasında görülen tapu ipatli ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece tavzih talebinin reddine, ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.12.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ...... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı.Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, tavzih isteğine ilişkin olup, mahkemece, tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, daha önce taraflar arasında görülen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istekli davada, davacı ..."nın, ortak mirasbırakanları ...ın mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 277 ada 18 parsel sayılı taşınmazını oğulları olan davalılar... ve ...e satış yoluyla temlik ettiğini ileri sürerek miras payı oranında tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde payına karşılık tazminat talep ettiği; kök muris....ın 18.7.1999 tarihinde ölümü ile çocukları ...na,...,...ve ..."nin mirasçı olarak kaldığı; davacı kızı ...na"nın 1/4 miras payına sahip olduğu, yargılama sırasında ölümü ile mirasçılarının davayı takip ettikleri; mahkemenin 18.3.2010 tarih ve 2010/78 karar sayılı ilamıyla davanın kabul edildiği ve derecattan geçmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu defa davalılar, kesinleşen kararın, hüküm fıkrasının 2. bendinde," dava konusu 277 ada 18 parsel sayılı taşınmazda tarafların kök murisi ... tarafından davalılardan ..."a temlik edilen ve ... tarafından da ..."a devredilen paylar ile ... adına kayıtlı paylar toplamı olan 21668/32453 pay ile ...na ... mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tapuya tesciline", şeklinde kurulan hüküm nedeniyle infazda sorun yaşandığını, kararda kök muris ..."ın veraset ilamına atıf yapılmadığı için davacı tarafın tapu müdürlüğüne sadece ...na ...a ait veraset ilamını ibraz ederek tamamını kendi üzerlerine geçirmeye çalıştıklarını ileri sürerek, tavzih yoluyla kararda açıklama yapılmasını istemişlerdir.
Hemen belirtilmelidir ki, hükmün kurulduğu tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nun 455 ve takip eden maddelerinde tavzih müessesesi düzenlenmiş ve hükmün mütenakız fıkralar içermesi veya gayrivazıh (açık olmayan) hususları ihtiva etmesi halinde tavzih yoluna başvurulabileceği öngörülmüş; 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Yasa"nın 305 ve takip eden maddelerinde de aynı düzenlemeye yer vermiştir.
O halde, yukarıda sözü edilen düzenlemeye ve olgulara göre; dava konusu 277 ada 18 parsel sayılı taşınmazda tarafların kök murisi ... tarafından davalılardan ..."a temlik edilen ve ... tarafından da ..."a devredilen paylar ile ... adına kayıtlı paylar toplamı olan 21668/32453 payın ...na ...ın miras payı olan 1/4 oranında iptali ile ...na ...ın mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tapuya tesciline şeklinde hüküm kurulması gerekirken, infazda sorun yaratacak şekilde, sözü edilen 21668/32453 payın tamamının iptali ile ...na ... mirasçıları adına tescili anlamına gelecek şekilde kurulan hükmün açıklık taşımaması nedeniyle bu hususun tavzih yoluyla düzeltilebileceği tartışmasızdır.
Hal böyle olunca, tavzih isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere tavzih talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Davalılar vekilinin, temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, Yerel Mahkemenin 09.08.2012 tarih, 2009/229 esas ve 2010/78 sayılı ek kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 17.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.