Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden idareye ait 6170 ada 16 parsel sayılı taşınmazın halı saha inşa edilmek üzere davalı şirkete 20 yıllığına ihale edildiğini, ihalenin yasalara aykırı olduğunun belirlenmesi üzerine belediye encümeninin 23.10.2003 tarihli kararı ile iptal edildiğini, davalı tarafından encümen kararının iptali için açılan davanın reddedildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı, sözleşme uyarınca halı sahaları yapıp tamamladığını, yapı bedelinin ödenmesi gerektiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kayden davacı idareye ait taşınmaza davalının hukuki geçerliliği bulunmayan sözleşmeye dayalı olarak yapılanmak suretiyle elattığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 30.12.2011 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ....geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, dava konusu 6177 ada 16 parsel sayılı taşınmaz kaydının davacı belediyeye ait iken 27/01/2000 tarihli encümen kararına dayalı olarak bazı koşullarla ihale yolu ile taşınmazın tasarrufunun davalıya devredildiği ve davalı tarafından da devir koşulları gözetilerek üzerine amacına uygun muhtesatlar yapıldığı, sonrada belediye encümeninin 23 10 2003 tarihli kararı ile ihalenin iptal edildi, iptal kararına karşı idari yargıda açılan davanın redle sonuçlanıp kesinleştiği, dosya kapsamıyla sabittir.
Bu durumda, mahkemece 5393 sayılı Yasanın 18 ve 34. ve Türk Medeni Kanununun 683. md. hükümleri gözetilmek suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ne var ki; taşınmaz üzerindeki anılan muhtesatların ihale koşullarına uygun olarak davalı tarafından yapıldığı gözetildiğinde, davalı tarafı kötü niyetli olarak kabul etmek olanaksızdır. O halde, Türk Medeni Kanununun 994. maddesi hükmü gereğince muhtesatların meydana getirilmesi bakımından, davalı tarafın yapmış olduğu, faydalı ve zaruri giderlerin belirlenmesi ve belirlenen meblağ üzerinden, davalı yararına hapis hakkı (alıkoyma) tanınmak suretiyle davanın kabul edilmesi gerekirken, mutlak olarak davanın kabulü yönünde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 900.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 30.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.