Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı-karşı davalı, kayden maliki olduğu 1932 parsel sayılı taşınmaza davalının haklı bir nedeni olmaksızın ağaç dikmek ve çit çekmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.
Davalı-karşı davacı, çekişmeli taşınmazın uzun yıllardır Hazineye ecrimisil ödemek suretiyle kullanıldığını bildirip asıl davanın reddini savunmuş, birleşen dava ile taşınmaza zorunlu ve faydalı masraflar yaptığını bildirip, masrafların tahsili veya temliken tescil isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın elatmanın önlenmesi isteği yönünden kabulüne, yıkım ve ecrimisil isteği yönünden reddine, birleşen davanın tazminat isteği yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 30.12.2011 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat .... ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Asıl dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil birleşen dava ise faydalı masrafların tahsili veya temliken tescil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, asıl davanın elatmanın önlenmesi isteği yönünden kabulüne yıkım ve ecrimisil isteği yönünden reddine birleşen davanın tazminat isteği yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Ne varki, asıl dava dilekçesinde sadece ecrimisil isteği yönünden değer bildirildiği, elatmanın önlenmesi isteği ve yıkım yönünden bir değer bildirilmediği, yargılama sırasında da bu yönden harç ikmali yapılmadığı görülmüştür.
Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen muhtesatın değerinin toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır.
Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 Sayılı Kanunun 32. maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30. madde hükmünde de " ... muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK" nun 409. (HMK’nun 150.) maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir.
Hal böyle olunca, elatıldığı iddia edilen taşınmazın ve yıkımı istenen muhtesatların değerinin belirlenmesi ve bu değer üzerinden, yukarıda değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmek suretiyle, harç ikmali yaptırılması, ondan sonra işin esasına girilmesi, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Tarafların, temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Bozma nedenine göre işin esasına girilmesine ve birleşen dava yönünden irdeleme yapılmasına yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekilleri için 900.00."er-TL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, 30.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.