Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 1831, 2173 ve 2174 parsel sayılı taşınmazların önünde bulunan kıyının 1622.37 m2 lik bölümüne, davalının güneşlenme platformu ve havuz makine dairesi yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, keşfen kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı belirlenen taşınmaza davalının yapılanmak suretiyle elattığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 30.12.2011 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat .... geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyıya elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden toplanan delillerden, 1831, 2173 ve 2174 parsel sayılı taşınmazların davalı şirket adına kayıtlı olduğu ve üzerinde turistik amaçlı kullanılan tesisler bulunduğu, davacı Hazine vekilinin anılan taşınmazların önünde bulunan kıyının bir bölümüne muhtesatlar yapmak suretiyle elatıldığından bahisle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yapılan uygulamalar sonucu idarece belirlenen kıyı kenar çizgisi zemine uygulanarak dava konusu taşınmazların bilirkişi rapor ve krokisinde elatıldığı iddia edilen A,B,C ve D harfleri ile gösterilen bölümlerinin kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından bahisle, davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
Oysa, anılan taşınmazlar kayden davalıya ait olup kıyıda kaldığından bahisle kabul kapsamına alınan kısımların çap sınırları içerisinde kaldığı ve anılan bölümlerin tapularının iptali için açılmış bir davanın da bulunmadığı sabittir.Bilindiği üzere çap kaydı (tapu) iptal edilinceye kadar sağladığı mülkiyet hakkının korunması gerekir.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.