Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, ortak miras bırakanın 164 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinden 14000/147864 payını 11.8.2003 tarihinde ve satış suretiyle davalı kızına temlik ettiğini, ancak anılan temlikin önceden davalı aleyhinde açmış olduğu şuf"a davasında gerek davalının beyanı ve gerekse mahkemenin gerekçesiyle bağış olduğunun belirlendiğini ve bu nedenle de şuf"a davasının reddedilerek, derecattan geçmek suretiyle kesinleştiğini, o halde anılan işlemin muvazaalı olması nedeniyle iptali gerektiğini ileri sürerek, tapu iptali ile miras payı oranında tescil istemiştir.
Davalı, miras bırakanın tüm mirasçılarına denkleştirme amacıyla taşınmazlar verdiğini ve davacıya da taşınmazlar devrettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve pay oranında tescil isteğiyle Sulh Hukuk Mahkemesine açılmış; Sulh Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararı davacı vekilince temyiz edilip, Yüksek 14.Hukuk Dairesi tarafından 01.02.2007 tarihinde onanmış ve onama ilamı davacı vekiline 07.03.2007 ve davalıya 10.03.12007 tarihlerinde tebliğ edilerek, karar 20.03.2007 tarihinde kesinleştirilmiştir.
Bilindiği üzere, görevsizlik kararı veren mahkeme bu kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir. Dava dosyasını kendiliğinden (re’sen) görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 10 gün içinde taraflardan birinin görevli mahkemeye başvurarak tebligat yaptırması gerekir. (1086 Sayılı H.U.M.K.’nun 193. maddesi) 10 günlük süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re’sen gözetilir. 6100 Sayılı HMK.nun 20. maddesinde ise, anılan süre iki hafta olarak öngörülmüş ve görevsizlik kararını veren mahkemeye başvurulması gerektiği, aksi takdirde bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar vereceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda görevsizlik kararının, 01.02.2007 tarihinde onandığı ve davacı vekiline 07.03.2007 tarihinde onama ilamı tebliğ edildiği görevsizlik kararının 20.3.2007 tarihinde kesinleştiği halde davacı vekili 30.05.2007 günü Sulh Hukuk Mahkemesine verdiği dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi isteğinde bulunmuştur.
Görevsizlik kararının kesinleştiği gün ile başvurma günü arasında, anılan tarih itibariyle yürürlükte olan 1086 Sayılı HUMK.nun 193.maddesinde öngörülen 10 günlük süreden fazla bir süre geçtiğinden görevli mahkemede görülen dava görevsiz mahkemede açılan davanın devamı sayılamaz.
Hal böyle olunca, H.U.M.K.’nun 193. maddesi dikkate alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esasının hükme bağlanması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.