Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 1244 parsel sayılı taşınmazı davalıların haksız kullandıklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve 2.500,00.-TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davalı T. yönünden bir davası olmadığını bildirmiştir.
Davalı N., dava konusu taşınmazın davacıya temlikinin gerçek olmadığını, uzun yıllardır yeri kullandığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı T.’nin dava tarihi itibariyle ölü olduğu, ölü kişiye karşı açılan davanın dinlenemeyeceği, diğer davalı N.’nin çekişme konusu taşınmazı dava tarihine kadar davacının muvafakati ile kullandığı, eldeki dava ile kullanıma dair rızanın geri alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı N.tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere göre; kayden davacıya ait çekişme konusu taşınmazı davalı N.’nin haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın kullandığı belirlenerek yazılı olduğu üzere elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı N.’nin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalı N.’nin diğer temyiz itirazlarına gelince; davacının dava dilekçesinde, davalıların taşınmazı haksız kullanımları nedeniyle kötü niyetli şagilin ödemekle yükümlü olduğu ecrimisil isteğinde de bulunduğu görülmektedir.
Her nekadar, mahkemece, dava tarihine kadar dava konusu yeri davalı N.’nin kullanımının muvafakate dayalı olduğu, bu nedenle ecrimisil isteğinin reddinin gerektiği gerekçede açıklanmasına rağmen hüküm yerinde ecrimisil isteği bakımından olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir.
Diğer taraftan, kabule göre de; dava dilekçesinde dava değerinin 6.400,00.-TL gösterildiği ve keşfen belirlenen dava değeri üzerinden eksik harcın yargılama sırasında tamamlanmadığı gözetilerek ve ayrıca, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30.06.2011 tarih 2011/321 sayılı YD kararı gereğince Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12.maddesinin "belirlenen bu ücret tarifenin 2.kısmının 2.bölümüne göre tespit edilen ücretten az olamaz" kısmının yürütmesinin durdurulmasına karar verildiğinden davacı yararına dava dilekçesinde gösterilen dava değeri üzerinden belirlenecek avukatlık parasına karar verilmesi gerekirken yüksek vekalet ücreti takdiri de isabetsizdir.
Davalı N.’nin, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.