Taraflar arasındaki davadan dolayı Marmaris 1. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 27.10.2010 gün ve 2008/289 esas 2010/504 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 06.04.2011 gün ve 3713-3975 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve terkin isteğine ilişkin olup, yerel mahkemece hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddine dair kurulan hükmün temyizi üzerine; Dairece, davacı Hazinenin temyiz itirazlarının reddine, "Ancak, yerel mahkeme kararından sonra 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16.maddesiyle değişik 3402 Sayılı Yasanın 36.maddesine ilave düzenlemeler getiren 36/A maddesindeki "kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali ile Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehdarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekalet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunamaz" şeklindeki düzenleme karşısında ...davalı tarafın... vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı..." gerekçesiyle kararın bozulduğu görülmektedir.
Gerçekten de; işin esası bakımından 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde bu yasanın gözetilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 esas 2011/77 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve karar 23.07.2011 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca Davacı Hazinenin temyiz itirazlarının reddi Daire kararının verildiği tarih itibariyle doğru ise de; ayrıca Anayasanın 153.maddesine göre, iptal kararı geriye yürümezse de, 10.03.1969 tarih 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptal, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemez ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına girer. O halde, Dairenin davanın 5841 Sayılı Yasa hükümleri doğrultusunda reddine ilişkin karar ile ilgili temyiz itirazlarının reddine dair kararının Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra yasal dayanağı ortadan kalkmıştır. Zira kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller istisnanın kapsamına girer.
Ne var ki, mahkemece dava hak düşürücü süre yönünden reddedilmiş, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp kalmadığı konusunda bir karar verilmemiştir.
O halde, mahkemece taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp kalmadığının toplanan ve gerektiğinde toplanacak delillerle saptanılıp bir karar verilmek üzere mahkeme kararı bozulmalıdır.
Anılan bu husus karar düzeltme isteği üzere yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından davacı Hazinenin karar düzeltme isteğinin HUMK"nun 440.maddesi hükmü uyarınca belirtilen nedenle kabulü Dairenin 06.04.2011 tarih 3713/3975 sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemenin 27.10.2010 tarih 289/504 sayılı kararının belirtilen nedenlerden ötürü 6100 sayılıYasanın geçici 3/2 maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Yasanın 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.