Esas No: 2020/30496
Karar No: 2021/5267
Karar Tarihi: 22.02.2021
un CMK’nın 231 maddesinin 14 fıkrasında yazılı suçlardan olmaması - - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/30496 Esas 2021/5267 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Hakaret suçundan sanık Mehmet Batuhan Taşcı"nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 125/4, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.740,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, katılanın zararı giderilmediğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair ... 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/09/2019 tarihli ve 2019/103 esas, 2019/775 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, ... 8. Asliye Mahkemesince, adı geçen sanığın katılanın zararını gidermediği gerekçesi ile hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19/02/2008 tarihli ve 2006/6 MD-346 esas, 2008/25 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden 5271 sayılı Kanun"un 231/6-c maddesinde yer alan koşulun aranmayacağı cihetle, sanığın üzerine atılı hakaret suçunun, zarar doğurmaya elverişli bir suç olmadığı gibi bu suçun işlenmesiyle somut bir zararın da oluşmayacağı, ayrıca sanığın suç tarihi itibarıyla adli sicil kaydında herhangi bir sabıkasının bulunmadığının ve 21/03/2019 tarihli celsede hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını talep ettiğinin anlaşılması karşısında, mahkemesince sanığın kişilik özellikleri değerlendirmeye tabi tutularak ve tekrar suç işlemeyeceği konusunda kanaat oluşması halinde hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, dosya içeriğine uygun olmayan gerekçeyle sanık hakkında yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I- Olay:
Sanık hakkında hakaret suçundan yapılan yargılama sonucunda sanığın mahkumiyetine karar verildiği, hükmün miktar itibarıyla verildiği anda kesin olduğu, işbu hükümde sanık hakkında zararın giderilmediği gerekçesi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği, zarar doğurmaya elverişli bir suç olmayan hakaret suçu nedeniyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanabilmesi için zararın giderilmesi şartının aranmayacağı gerekçesi ile kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu görülmüştür.
II- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
- Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
- Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itiraz etmemesi,
- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, “sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır.”
Kanun yararına bozma konusu yapılan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için, CMK"nın 231. maddesinde sayılan objektif ve subjektif koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Objektif koşulların değerlendirilmesindeki hatalar kanun yararına bozma konusu olabilecekken, subjektif koşula yönelik hukuka uygun gerekçeler takdire ilişkin olduğundan, kanun yararına bozma konusu yapılamayacaktır. Bununla birlikte, sanık veya müdafiinin bu kurumun lehlerine uygulanmasına yönelik talepleri bulunması ve objektif koşulların oluşmasına karşın, koşullu bir düşme nedeni olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun tartışılmaması da, yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık kabul edilerek, kanun yararına bozma konusu yapılabilecektir.
Öte yandan Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 19/02/2008 tarihli ve 2006/6 MD-346 esas, 2008/25 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden 5271 sayılı Kanun"un 231/6-c maddesinde yer alan “zarar giderme” şartı aranmayacaktır.
İnceleme konusu somut olayda; suç tarihi itibariyle kasıtlı suçtan mahkumiyeti bulunmayan sanık Mehmet Batuhan Taşçı hakkında, katılana yönelik hakaret suçundan adli para cezası verildiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, sanığın zararı gidermediği gerekçesi ile uygulanmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenlerle, sanığın kasıtlı bir suçtan mahkumiyeti olmaması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep ettiğinden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluşması karşısında, mahkemece subjektif koşul da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, zararın giderilmediği gerekçesi ile bu kurumun uygulanmaması hukuka aykırıdır.
III- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- ... 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/09/2019 tarihli ve 2019/103 esas, 2019/775 karar sayılı kararlarının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 22/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.