Esas No: 2014/347
Karar No: 2015/421
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/347 Esas 2015/421 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Asliye Ceza
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan sanık ..."nin 5237 sayılı TCK"nun 86/1, 86/3-e, 87/1-a, 62, 53 ve 54. maddeleri uyarınca dört yıl iki ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve müsadereye ilişkin, ... Asliye Ceza Mahkemesince verilen ... gün ve ... sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay ... Ceza Dairesince ... gün ve ... sayı ile "onanmasına" karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise ... gün ve ... sayı ile;
"Sanığın mağdur .."u yaralaması ile ilgili hüküm ve suç aleti silahın müsaderesi yönünden yapılan incelemede,
1) Sanıkla arasında herhangi bir itiş kakış veya sözlü tartışma olmasa da, yaralama suçlarının oluşması aşamasında, eylemleri ile tahrik hükümlerinin tatbikine sebep olan mağdur .."ın yanında yer alıp, ona destek ve güven veren .."ın oğlu mağdur .."un bu durumunun sanık lehine tahrik hükümlerinin tatbikini gerektireceği,
2) Sanığın ağabeyine ait benzin istasyonundaki kasada bulunduğu anlaşılan, sanığın ağabeyi .. adına taşıma ruhsatlı tabancanın, aksi ispatlanmamakla sanık tarafından sahibinden habersiz olarak alınıp, suçta kullanılması halinde müsaderesine karar verilemeyeceği hususları gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisinin usulsüz olduğu" düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurarak Özel Daire onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
5271 sayılı CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay ... Ceza Dairesince ... gün ve ... sayı ile; suç eşyasının müsaderesi yönünden yapılan (2) numaralı itiraz nedeni kabul edilerek müsadereye ilişkin onama kararının kaldırılıp sanığın ağabeyi .. adına taşıma ruhsatlı silahın müsaderesi hükmünün bozulmasına karar verilmiş, haksız tahrikle ilgili (1) numaralı itiraz nedeni ise yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet ve mağdur ...’e yönelik işlediği kasten yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, mağdur ..’a yönelik işlediği neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ise Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup, müsadere hükmü yönünden de Özel Dairece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabul edilip hükmün bozulmasına karar verildiğinden itirazın kapsamına göre inceleme sanık hakkında mağdur ..’a yönelik eylemi nedeniyle verilen mahkumiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Suçun sübutu yönünden uyuşmazlık ve bu kabulde dosya kapsamı itibari ile herhangi bir isabetsizlik bulunmayan somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma şartlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık ...’un tanık ..’nin oğlu, dosyada taraf sıfatı bulunmayan ..’in kardeşi olduğu, mağdur ..’un ise, mağdur ..’ın oğlu, diğer mağdur ...’in de arkadaşı olduğu,
Suç tarihinden yaklaşık 2 yıl önce sanığın kardeşi olan ..’in, bir dönem yanlarında çalışan mağdur ..’dan borç aldığı, olay günü mağdur .."ın bu konuyu konuşmak için sanık ile buluştuğu, bu esnada diğer mağdurlar .. ve ..."in de olay yerine geldikleri, mağdur .. ile sanık arasında çıkan kavga sırasında sanığın üzerinde taşıdığı ve ağabeyi ..’e ait olan taşıma ruhsatlı silahla mağdurlardan ..’ı sağ ayakiçi ve sol bacağından, mağdurlar .. ve ...’i ise sol diz üstünden yaraladığı, sonrasında kolluğa giderek teslim olduğu ve böylece soruşturmanın başladığı,
Olay yeri inceleme raporunda; suç yerinde bulunan 6 adet boş kovana ait atışların sanık ...’un kullandığı silahtan gerçekleştirildiğinin ve uzak atış mahiyetinde olduğunun, taraflardan alınan svap örneklerinde ise her hangi bir sonuca ulaşılamadığının belirtildiği,
Mağdur .. .. hakkında ... Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünce düzenlenen 02.07.2009 tarihli raporda; mevcut yaralanmanın hayati tehlike oluşturmadığının, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceğinin, herhangi bir kemik kırığı bulunmadığının, duyu ve organ azalması ve yitirilmesine ilişkin ise olaydan bir sene sonraki değerlendirmede görüş bildirilebileceğinin belirtildiği, 29.04.2010 tarihli raporunda ise; mağdurdaki sol bacak yaralanmasının, duyu ve organlarından birinin işlevini sürekli zayıflaması niteliğinde olduğunun bildirildiği,
Anlaşılmaktadır.
Mağdur .. soruşturma evresinde; babası mağdur .. ve arkadaşı mağdur ... ile birlikte alacakları olan 17.500 Lirayı istemek için araç bayisinin önüne gittiklerini, babası ile sanığın tartışmaya başladıklarını, bu sırada olay yerine sanığın babası ..’nin de geldiğini ve kendi babasına saldırdığını, bu sırada sanığın da belinden çıkardığı tabanca ile ayaklarına doğru ateş edip yaralayarak olay yerinden kaçtığını beyan etmiş,
Kovuşturma evresinde; olay günü arkadaşı olan mağdur ... ile birlikte olduğunu, babasından motorsikleti alacaklarını, bu sırada annesinin telefon ile arayarak babası ile sanık arasında kavga çıkabileceğini ve onun yanına gitmesi gerektiğini söylediğini, saat 19.30 sıralarında mahalleye gittiğinde sanık ile babasını konuşurlarken gördüğünü, bir süre sonra sanığın babası tanık ..’nin olay yerine gelip birşey söylemeden babası ..’a yumruk ile vurmaya başladığını, karşılıklı sinkaflı küfürleşmeler olduğunu, bu sırada sanığın silahını çıkartıp doğrudan önce babasının ayaklarına daha sonra da kendisinin ayaklarına doğru ateş ettiğini, yere düştüğü için ...’in ne şekilde yaralandığını görmediğini ifade etmiş,
Mağdur .. soruşturma evresinde; sanığın kardeşi ..’e 2.5 yıl kadar önce 17.500 Lira borç verip senet aldığını, .. ve ailesinin bu zamana kadar kendisini oyalayarak borcu ödemediklerini, olay tarihinde sanığın "gel paranı vereyim" demesi üzerine oğlu .. ve oğlunun arkadaşı ... ile birlikte araç bayisinin önüne gittiklerini, burada sanıkla karşılaştıklarını ve tartışmaya başladıklarını, bu sırada yanlarına gelen sanığın babası ..’nin de olay yerine gelip üzerlerine saldırdığını, bu sırada sanığın çıkardığı bir silahla kendilerini yaraladığını söylemiş,
Kovuşturma evresinde; tanık ..’ye ait iş yerinde yaklaşık 8 yıl çalıştığını, samimiyetleri olduğunu, olay günü akşam saatlerinde sanığı arayarak kendisini .. ile görüştürmesini istediğini, bunun üzerine ...’un kendisine "gel seni görüştüreyim" dediğini, amacının sadece .. ile telefonda görüşüp alacağını teyit etmek olduğunu, motorsiklet ile olay yerine gittiğini, iki şişe bira içtiği için hafif derecede alkollü ancak şuurun yerinde olduğunu, saat 19.30 sıralarında önce normal bir şekilde sanık ile oturup konuşmaya başladıklarını, herhangi bir tartışma olmadığını, bir süre sonra oğlu .. ve arkadaşı ...’in de oturdukları yere gelerek kendisinden motorsikletin anahtarını istediklerini, anahtarı vermek üzere hareket ettiği sırada sanığın babası ..’nin sinkaflı küfürler ederek bulundukları noktaya gelip üzerine doğru yürüdüğünü, karşılık vermek için üzerine doğru hareket ettiği sırada aralarında fiili bir durum olmasına kalmadan ..’nin ayağına doğru bir kez ateş etmesi ile yere düştüğünü, akabinde de sanığın silahı ..’den alarak bir kez de onun ayağına ateş ettiğini, sanığın daha sonra da .."un ayağına doğru da ateş ettiğini, ...’e ne şekilde ateş ettiğini görmediğini, olay sırasında herhangi bir şekilde bıçak kullanmadığını, sanığın havaya ateş etmediğini, şimdiki ifadesinin doğru olduğunu, ifadesini alan şahısların polis olduğunu bile bilmediğini kendisinin ziyaretine gelen kişilerle konuştuğumu sandığını, şikayetçi olduğunu dile getirmiş,
Mağdur ... soruşturma evresinde; mahallede gezerken arkadaşı ..’un kendisine alacağı motorsikletle gezmeyi teklif ettiğini, babasından motorsikleti almaya gittiklerinde sanık ile .."un babası ..’ın samimi bir şekilde sohbet ettiklerini gördüklerini, ..’ın sanığa hitaben ..’in ya kendisini aramasını ya da babası ..’nin kendisi ile görüşmesini istediğini söylediğini duyduğunu, bu sırada bahsi geçen sanığın babası ..’nin pijama ile olay yerine gelerek ..’a yumruk attığını, bunun üzerine kendisinin ve ..’un onları sakinleştirip ayırmak isterken sanığın belinden bir silah çıkararak kendilerine doğru ateş ettiğini, kendisinin kimseye karşı sözlü ya da fiili bir saldırısının olmadığını, şikayetçi olduğunu belirtmiş,
Kovuşturma evresinde; .. ile motorsikleti almak için babasının yanına gittiklerinde sanık ile .."un babası ..’ın normal şekilde konuştuklarını gördüklerini ancak aralarındaki konuşmayı işitmediğini, bir süre sonra sanığın babası tanık ..’nin de gelmesi üzerine başlayan tartışma sırasında çıkan silah sesleri üzerine .. ve ..’un yere düştüğünü, sanığın silahı bunlara doğru ne şekilde ateş ettiğini görmediğini, daha sonra sanığın kendisinin ayağının bulunduğu yere doğru da ateş etmesine üzerine yaralandığını, hemen yolun karşı tarafına geçerek otobüs ile oradan ayrıldığını, olaylar sırasında ..’ın elinde bıçak görmediğini, silah eyleminden önce kendisi ve ..’un olayı sakinleştirmek için yaklaşık beş dakika kadar uğraştıklarını, olaylar sırasında sanığın havaya ateş ettiğini görmediğini, tartışmanın başlama sebebinin bildiği kadarıyla ..’nin önce ..’a vurması olduğunu, bunun üzerine ..’ı sakinleştirmeye çalıştığını, kendisinin ..’ı sakinleştirdiği sırada ..’ın ..’nin üzerine doğru yürüdüğünü, ...’un üzerine doğru yürüdüğünü görmediğini, ayrıca bu olaylar sırasında .. ve ..’ın birbirlerine karşılıklı olarak sinkaflı küfürlerini duyduğunu, ancak ... un bu şekilde bir eylemine şahit olmadığını ifade etmiş,
Tanık .. soruşturma evresinde; yaklaşık sekiz yıl kadar yanlarında çalışan ..’ın, oğlu ..’e 10.000 Lira borç verdiğini, bu borca karşılık 15.000 Lira bedelli senet düzenlendiğini, bu zamana kadar 25.000 Lirayı bulan ödemelere rağmen borcun bir türlü bitmediğini ve senedi geri alamadıklarını, suç tarihinden bir gün önce 5.000 Liralık bir kısmi ödeme daha yaptığını ve bu durumun senet arkasına şerh düşüldüğünü, geri kalanının ise 21.04.2009 tarihinde ödenmesi hususunda anlaştıklarını, olay tarihinde saat 19.15 sıralarında mağdurların yanlarında iki kişi ile birlikte ikametine gelip kapıyı yumrukladıklarını, açmak istememesine rağmen ısrarla yumruklamaları ve tekmelemeleri üzerine kapıyı açmak zorunda kaldığını, alkollü olan ..’ın, oğlu .. hakkında sinkaflı küfürler ettiğini, .."a borcu ödeyeceğini, ..’in İstanbul’da olduğunu söylemesi üzerine şahısların gittiğini ancak yoldan eve doğru gelmekte olan oğlu ... ile karşılaştıklarını, muhtemelen alkollü olmalarından dolayı şahısların oğluna da küfür ettiklerini ve üzerine saldırdıklarını, bunun üzerine ..."un önce havaya doğru 2 el ateş ettiğini ancak şahısların durmamaları üzerine bu kez kendini savunmak amacıyla şahısların ayaklarına doğru ateş ettiğini, mağdurların yere düştüğünü, diğer iki kişinin ise olay yerinden kaçtığını, yaklaşık dört ay kadar önce de mağdur ..’ın kendisine ait petrol istasyonuna alkollü bir şekilde gelerek hakaret ettiğini ve saldırmaya çalıştığını, bilgisayarı kırdığını, bu olaya tanıklar ... ve .. ..."nın da şahit olduklarını anlatmış,
Kovuşturma evresinde; olay günü saat 19.30 sıralarında evde olduğu sırada mağdurlar ve iki kişinin evine geldiğini, ..’ın davranışlarından alkollü olduğunu anladığını, paranın ödenmeme sebebini sorduklarını, bunun üzerine telefon ile ... isimli arkadaşını arayarak ..’ın kapıya geldiğini söylemesi üzerine .. ve yanındakilerin evden ayrıldığını, bu aşamaya kadar evin içine zorla girme veya kapıyı zorlama gibi herhangi bir hadise gerçekleşmediğini, petrol istasyonunda bir gün önce hırsızlık hadisesi olduğundan silahı eve getirmesini söylediği oğlu ..."un da eve doğru geldiğini, bu sırada ..."un kendisine telefon açarak .. tarafından yolunun kesildiğini söylemesi üzerine evden çıkarak yanlarına gittiğini, gitmeden önce yeniden ...’yi aradığını, .."ın da muhtemelen kendisi yolda ... ile telefonda görüşürken "ben kan dökmeye gelmişim" şeklinde konuşmalar yaptığını, yanlarına gittiğinde ..’a "terbiyesiz ne yapıyorsun, niye bizden vazgeçmiyorsun" dediğini, bunun üzerine ..’ın elini beline götürüp bıçak çıkararak kendisine saldırmak istediğini ancak kaçarak kurtulduğunu, sonrasında ..’ın oğlu ..."a doğru hareket ederek onu duvara doğru sıkıştırması üzerine ..."un havaya iki el ateş ettiğini, mağdurlara ne şekilde ateş ettiğini görmediğini, ha...ın kararmış olduğunu, silahı kendisinin kullanmadığını, olay sırasında kendisine karşı ..’ın herhangi bir küfür hadisesini işitmediğini, kalabalık olduğu için sanığa küfür edip etmediğini bilmediğini, sanığın önce havaya doğru iki el, daha sonra da ..’ın olduğu yere doğru ateş ettiğini, bu sırada diğer mağdurların sanığın üzerine atladıklarını, şahısların toplamda beş kişi olup diğer iki kişinin kaçtığını söylemiş,
Tanık ...; sanığın, dayısının oğlu olduğunu, çocuklarının olay günü dayısının evinde bulunduklarını ve kendisinin de çocukları almak için onlara gittiğini, araba ile yakınlarından geçerken yanlarında durup camı indirdiğini, sanık ile ..’ın tartıştıklarını, sanığın yalvarır tarzda konuştuğunu gördüğünü, bu sırada ..’ın sanığın ailesine küfür içerikli sözlerini işittiğini, sesler yükselmeye başlayınca diğer tanık ...’in de yanlarına geldiğini, kendi aralarındaki bir konu olduğu düşüncesiyle ...’e karışmamasını söylediğini, hatta kendisinin de .. ile konuşup teskin etmeye çalıştığını, daha sonra dayısı tanık ..’nin de olay yerine geldiğini, ..’ın yanında dört şahıs daha olduğunu, kendisinin bunlar ile uğraşırken silahın patladığını ve silahın sanığın elinde olduğunu, ancak sıkarken görmediğini beyan etmiş,
Tanık ...; gürültü üzerine olaydan haberi olduğunu, tanık ...’in aracının da olay yerinde olduğunu gördüğünü, ..’ın küfürlü konuşmalarına şahit olduğunu, kendisinin olaya vakıf olduğu zaman dilimi itibariyle babasının henüz olay yerine gelmediğini, ..’ın sürekli küfür ettiğini ve bir ara cebinden çakı benzeri bir şey çıkarır gibi olduğunu, bunu açmaya çalıştığını hissettiğini ancak bunun ne olduğunu görmediğini, ..’ın yanında dört şahsın daha bulunduğunu, kendisinin onları tutmak ile meşgul olduğu sırada silah sesi işittiğini, ..’ın tahrik eder tarzda "kafama sık, kafama sık" şeklinde bağırdığını, ayrıca "...lerde şerefli varsa benim kafama kurşun sıksın" şeklinde bir sözünü de işittiğini, sanığın ayaklara doğru ateş ettiğini gördüğünü, hatta bir ara kendisine engel olmak istediğini, kendisinin şahıslar ile meşgul olduğu için havaya ateş edip etmediğini bilmediğini belirtmiş,
Tanık ... ...; olay günü halı sahada olduğunu, ... ..."nin kendisini aradığını, alacak konusu konuştuklarını, ..’ın da ..."nin yanında olup sürekli bağırdığını, "sen karışma ben bu parayı almasını bilirim" şeklinde konuşmasını duyduğunu, olay anını görmediğini, bu olaydan sonra mağdur tarafın kendilerinden önce 30.000 Lira daha sonra ise 50.000 Lira talep ettiklerini dile getirmiş,
Sanık ... soruşturma evresinde; mağdur ..’ın abisi ..’e 10.000 Lira borç verdiğini, bu borca karşılık 15.000 Lira bedelli senet düzenlendiğini, bu zamana kadar 25.000 Lirayı bulan ödemelerde bulunulmasına rağmen bir türlü borcun bitmediğini ve senedi geri alamadıklarını, olay tarihinden bir gün önce de babası tarafından 5.000 Lira tutarında kısmi bir ödeme daha yapılıp durumun senet arkasına şerh düşüldüğünü, 21.04.2009 tarihinde de ödeme yapılması hususunda anlaşıldığını, ertesi gün benzin istasyonunda bulunan ağabeyi ..’e ait silahı babasının isteği üzerine işyerinde çalınabileceği endişesi ile yanına alarak eve doğru yola çıktığını, ikametine yakın yerde mağdurlar ve iki kişi ile karşılaştığını, alkollü olan karşı tarafın kendisine hakaret edip üzerine saldırdığını, mağdur ..’ın bıçak çektiğini, bunun üzerine korkutmak ve kendini korumak amaçlı üzerinde bulunan silahla önce havaya doğru tutup iki el ateş ettiğini ancak mağdur taraf üzerine yürümeye devam edince bu kez yere doğru ateş ettiğini, mağdurların ayak ve bacaklarından yaralanıp yanlarındaki diğer iki kişinin ise olay yerinden kaçtığını, sonrasında kolluğa giderek teslim olduğunu,
Kovuşturma evresinde; olay günü saat 19:30 sıralarında eve doğru yaklaşırken ilk önce mağdur ..’ı gördüğünü, mağdurun sinirli bir vaziyette olduğunu, sinkaflı sözlerle hakaret ettiğini, üzerine doğru yürüyüp bıçak çektiğini, bu nedenle yanındaki silahla havaya doğru iki el ateş ettiğini ancak mağdur üzerine gelmeye devam edince hedef almadan yere doğru ateş ettiğini, atış mesafesinin yaklaşık iki metre olduğunu, mağdur ..’ın kendisine küfür ettiği sırada yanında diğer mağdur .. ile birlikte tanımadığı iki kişinin daha geldiğini, ancak bu iki kişinin daha sonra olay yerinden kaçtıklarını, şahıslardan alkol kokusunun geldiğini, olay anına kadar ev halkından herhangi bir kişiden evlerinin basıldığına dair kendisine bir bilgi gelmediğini, mağdur ..’ın her ay ..’ten faiz aldığını, silahı ateşlemeden önce ikna girişiminde bulunduğunu savunmuştur.
Haksız tahrik 5237 sayılı TCK’nun 29. maddesinde; “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir” şeklinde ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenmek suretiyle, kişiye haksız fiilin etkisi altında işlediği suçtan ötürü verilecek cezadan belli bir oranda indirim yapılması öngörülmüştür.
5237 sayılı TCK"nun 29. maddesinde yer alan haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gereklidir:
a) Tahriki oluşturan bir fiil bulunmalı,
b) Bu fiil haksız olmalı,
c) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
d) Failin işlediği suç, bu ruhi durumun tepkisi olmalı,
e) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sadır olmalıdır.
Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, failin haksız bir tahrikin yarattığı hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında hareket ederek bir suç işlemesini ifade eder. Bu halde fail, haksız tahrikin doğurduğu öfke veya elemin, ruhsal yapısında yarattığı karışıklığın sonucu olarak suç işlemeye yönelmektedir.
5237 sayılı Kanunda, haksız tahrikle ilgili olarak, 765 sayılı TCK’nda yer alan ağır tahrik-hafif tahrik ayırımına son verilmiş ve tahriki oluşturan fiilin, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilmesi yapılıp, sanığın iradesine olan etkisi göz önüne alınarak maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda indirim yapılması şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir.
Haksız tahrik, haksız bir fiilden etkilenen failin ruhsal durumundan dolayı kusurunun azaldığı görüşüne dayanmaktadır. Buna göre, yalnızca şahsında bu şartlar gerçekleşen fail bakımından uygulanabilir. Başka bir deyişle haksız tahrik, kusuru azaltan kişisel bir nedendir. Haksız tahrikin suça iştirak edenlere (müşterek fail veya diğer şeriklere) de uygulanabilmesi için, tahrike ilişkin şartların tüm şerikler hakkında geçerli olması zorunludur. Bu nedenle müşterek fail veya iştirak edenlerden bir kısmı hakkında tahrik şartları gerçekleşmiş, diğerleri hakkında gerçekleşmemiş ise, 29. madde yalnızca haksız tahrik şartları gerçekleşen kişiler hakkında uygulanabilecektir.
Uyuşmazlık konusu bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;
Mağdur .."un, annesiyle yaptığı telefon görüşmesinde babası mağdur .."ın alacağını istemek için sanıkla buluşmaya gittiğini öğrenmesi ve annesinin, kendisinden babasının yanında bulunmasını istemesi üzerine diğer mağdur ... ile birlikte olay yerine gittiği, mağdur .."ın sanığa hakaret etmesi üzerine başlayan tartışmada sanığın üzerinde taşıdığı tabanca ile mağdurların ayaklarına doğru ateş ettiği ve mağdur .."un sol dizi üstünden vurularak basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, duyu ve organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına yol açacak şekilde yaralandığı olayda, mağdur .."un aşamalarda sanığa yönelik haksız bir eylemi olmadığı yönündeki istikrarlı beyanları, bu beyanlarını destekleyen diğer mağdurların anlatımları, kovuşturma evresinde sanığın, kendisine sadece mağdur .."ın hakaret ettiğini söylemesi, sanığın babası tanık .."nin ve sanık müdafiinin hazır etmesi üzerine dinlenilen akrabaları diğer tanıkların dahi mağdur .."dan kaynaklanan herhangi bir haksız eylemden bahsetmemeleri birlikte gözetildiğinde mağdur .."un sanığa yönelen herhangi bir haksız hareketi bulunmadığı anlaşıldığından, yerel mahkemece sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmamasında ve bu kararın Özel Dairece onanmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yerinde olmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Başkanı; "Alacağını tahsil etmek için sürekli şekilde sanık ve babası olan tanık ..’ye giden mağdur ..’ın, suç tarihinde diğer mağdurlarla birlikte sanığın ikametine gidip babası olan tanık .. ile tartıştıktan sonra dönüş yolunda karşılaştığı sanığa sinkaflı sözlerle hakaret etmesi üzerine başlayan tartışmada, sanığın soruşturma evresinde alınan beyanından ve tanık .."nin aşamalardaki anlatımlarından mağdur .."un da sanığa hitaben küfürlü sözler edip sanığın üzerine yürüdüğünün anlaşılması karşısında; sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği" düşüncesiyle,
Onüç Genel Kurul Üyesi de benzer düşüncelerle karşıoy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.11.2015 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.