Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/1226 Esas 2022/3206 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/1226
Karar No: 2022/3206
Karar Tarihi: 01.06.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/1226 Esas 2022/3206 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2022/1226 E.  ,  2022/3206 K.

    "İçtihat Metni"

    I- TALEP:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.12.2021 tarih ve 2021/135211 sayılı yazısı ile Terör örgütü propagandası yapmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 12/08/2021 tarihli ve 2021/29913 soruşturma, 2021/9295 esas, 2021/1649 sayılı iddianamenin iadesine dair Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/08/2021 tarihli ve 2021/202 sayılı iddianame değerlendirme kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Şanlıurfa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/09/2021 tarihli ve 2021/564 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 31/10/2016 tarihli ve 2016/15416 esas, 2016/16813 karar sayılı ilâmında, "... 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 170/2. maddesine göre soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenleyerek kamu davası açar. Aynı yasa maddesinin 3. fıkrasında ise iddianamede gösterilmesi ve bulunması gereken unsurlar sayılmıştır. Şüphelinin ifadesinin veya savunmasının alınmasında belirtilen madde açısından bir zorunluluk bulunmamaktadır.
    Bu itibarla, Ceza Muhakemesi Hukukunun temel amacı olan maddi gerçeğe ulaşılmasıdır. İddianamede belirtilen suç vasfı değerlendirildiğinde, suçun takibinin şikayete bağlı olmadığı ve uzlaşma ile önödeme hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı, dosya kapsamında müşteki beyanlarını doğrular nitelikte iki tanığın ifadesine yer verildiği, bu kanıtların kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu tartışmasızdır. Şüphelinin ifadesi veya savunması dosya içerisindeki bu deliller karşısında suçun sübutuna mutlak etki eden bir kanıt niteliği de taşımamaktadır. Dolayısıyla şüphelinin ifadesinin alınmasında bu fıkra açısından da bir zorunluluk bulunmamaktadır.
    Sonuç olarak, şüphelinin ifadesinin alınmaması sebebiyle iddianamenin iadesine karar verildiği, bu hususun ikmali amacıyla yapıldığı anlaşılan iddianamenin iadesi ve bu karara yapılan itiraz üzerine verilen kabul kararı yerinde görülmekle, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir..." şeklinde açıklandığı üzere,
    Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesince, şüphelinin ifadesinin alınmadığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği gözetilerek, şüphelinin tüm aramalara rağmen bulunamadığı, 18/04/2019 tarihinde şüpheli hakkında yakalama emri düzenlenmesine karar verildiği ve iddianamenin iade sebepleri arasında şüphelinin savunmasının alınmamış olmasının sayılmadığı cihetle, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 25/10/2021 gün ve 94660652-105-63-21172-2021-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak, Dairemize gönderilmiştir.
    II- OLAY;
    Terörle Mücadele Daire Başkanlığına gönderilen ihbarlara ilişkin yapılması istenen araştırma kapsamında; Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yürütülen çalışmalarda, 29.11.2018 tarihinde internet üzerinde yer alan ve herkese açık olan kaynaklarda yapılan araştırma neticesinde tanzim olunan araştırma raporu ile Twitter adlı sosyal medya paylaşım sitesinde "mem xelfeti" görünen ismi ve "xelfeti" kullanıcı adı ile ID numarası tespit edilen sosyal medya hesabından, ekran görüntüleri belirtilmek sureti ile suç unsuru içerir paylaşımlarda bulunulduğunun tespit edildiği, ilgili birimce geliştirilen program sayesinde hesabın eski görünen adlarından "..." ismine ulaşıldığı, ... adlı ile Facebook adlı sosyal medya sitesinde yapılan araştırmada ise ekran görüntüleri sunularak, araştırmaya konu twitter hesabında yer alan bir görüntünün paylaşıldığından hareketle hesabın aynı şahsa ait olabileceğinin değerlendirildiği, Facebook hesabında paylaşılan ve aralarında şüphelinin bulunduğu değerlendirilen bir fotoğraf ile bu görsele yapılan yorumdan annesinin adının "..." olabileceğinin, tespit edilen bu bilgiler ışığında polnet sisteminden yapılan sorgulama neticesinde, "mem xalfeti" rumuzlu, URL adresi belirlenen hesabının kullanıcısının teyide muhtaç olmakla, açık kimlik bilgileri tespit edilen ve mernis adresi yurt dışında Almanya ülkesinde bulunan ... olabileceği belirlenmiştir.
    Bahse konu araştırma raporunda ekran görüntüleri belirtilen paylaşımlarda, mem xelfeti kullanıcı isimli Twitter hesabında özetle;
    29.11.2015 tarihinde, "Toprağa can verdiniz! PKK 37 yaşında" yorumu ile örgüt sembollerinin bulunduğu, elinde uzun namlulu silah bulunan, leşker kıyafetli silahlı terör örgütüne mensup militanın bulunduğu görselin paylaşıldığı,
    04.11.2015 tarihinde "Ve tanrı ben yokum, artık siz sizesiniz dedii" yorumu ile çatışmada öldürülen ve zırhlı polis aracının arkasına bağlanan örgüt mensubuna ait görseli paylaştığı,
    29.06.2015 tarihinde, "Bizi öldürerek bitiremeyeceğinizi öğrenmeniz gerekiyor.silopi de polis terörü var" yorumu ile uzun namlulu silahlarla bulunan üç terör örgütü mensubunun ve ''biz şehid düşeceğiz ama arkadaşlarımız var Rojavada var. Kuzey'dekiler var, Güney'dekiler var, Doğu'dakiler var'' şeklinde ibarenin bulunduğu görseli paylaştığı,
    22.06.2015 tarihinde "oyunculara psikolojik baskı" yorumu ile top oynayan örgüt mensupları ile örgüt lideri Abdullah Öcalan'ın fotoğrafının bulunduğu görseli paylaştığı,
    17.06.2015 tarihinde "Ne kadar doğal bi komutan yau! Varlığınız daim olsun" yorumu ile silahlı örgüt mensubuna ait görseli paylaştığı,
    04.04.2015 tarihinde "rojbuna te piroz be ey serok" yorumu ile örgüt sembollerinin bulunduğu, havai fişek atılan kalabalığın bulunduğu görseli paylaştığı
    04.04.2015 tarihinde "rojbuna te piroz be ey serok, güneşin en anlamlı, en güzel doğduğu gündür 4 nisan" yorumu ile örgüt lideri Abdullah Öcalan'ın fotoğrafının bulunduğu görseli paylaştığı,
    Ayrıca hesabın retweet yaptığı paylaşımlarda ise;
    19.06.2016 tarihinde bir başka kullanıcının "Kurdistan babalarının önünde saygıyla eğiliyorum. Onlar karanlığa karşı fener olmak için çabaladılar" yorumu ile aralarında örgüt mensubu olan ve olmayan şahıslara ait görseli paylaştığı
    09.06.2016 tarihinde bir başka kullanıcının "HPG:8 Haziran Midyattaki Emniyet Müdürlüğüne Dirok Amed arkadaşımız tarafından fedai eylem gerçekleştirilmiştir" yorumu ile silahlı örgüt mensubuna ait görseli paylaştığı,
    21.11.2015 tarihinde bir başka kullanıcının "Gever Berxwedan'e, gever Azadiy'e Gever Jiyan'e" yorumu ile uzun namlulu silah bulunan, leşker kıyafetli silahlı terör örgütüne mensup militanların mağara içerisinde bulunduğu görselin paylaşıldığı,
    21.11.2015 tarihinde bir başka kullanıcının "Rojava devrimine inanmayanlar! Çok iyi bakın, Devrimdir bu isterseniz nefretle bakın" yorumu ile uzun namlulu silah bulunan, leşker kıyafetli silahlı terör örgütüne mensup militanların zırhlı araç içerisinde, örgüt sembolleri ile bulunduğu görselin paylaşıldığı,
    Bu kapsamda ... adlı hesabın bulunduğu Facebook sayfasından ise;
    15.11.2015 tarihinde, çatışma yaşanan bir mekanda, sırtında uzun namlulu silah bulunan silahlı terör örgütüne mensup militanın bulunduğu görseli paylaştığı,
    28.06.2015 tarihinde, uzun namlulu silahlarla bulunan üç terör örgütü mensubunun ve ''biz şehid düşeceğiz ama arkadaşlarımız var Rojavada var. Kuzey'dekiler var, Güney'dekiler var, Doğu'dakiler var'' şeklinde ibarenin bulunduğu görseli paylaştığı, görüntünün Twitter hesabında 29.06.2015 tarihinde paylaşılan görselle aynı olduğu, görülmüştür.
    Kimlik ve adres bilgileri tespit edilen şüphelinin, 14.08.2018 tarihinde yurt dışı çıkış kaydının ve adresinin olduğu, yapılan sorgulama neticesinde belirlenmiştir.
    Tanzim olunan 05.04.2019 tarihli fezlekeye konu evrakın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine müteakip, şüpheli hakkında 2019/13077 soruşturma numarasına kayden, terör örgütü propagandası yapmak suçundan soruşturma başlatılmıştır.
    Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının aramalara rağmen kendisine ulaşılamadığının belirtildiği şüpheli hakkında, CMK'nın 94 maddesi uyarınca yakalama emri çıkartılması, hazır edilememesi yahut hakim önüne çıkarılamaması durumunda ise yol tutuklamasına karar verilmesine dair 17.04.2019 tarihli yazısı ile yapılan talebe istinaden; Şanlıurfa 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 18.04.2019 tarih ve 2019/1569 değişik iş sayılı kararı ile talebin kabulü ile terör örgütü propagandası yapmak suçundan şüpheli hakkında CMK'nın 98/1 maddesince yakalama emri düzenlenmesine; CMK'nın 100 maddesi gereğince Şanlıurfa Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanmak üzere CMK'nın 94/2 maddesi gereğince sorgusunun yapılmak üzere sevk edilmesi işleminin şüphelinin savunmasına ve dosyada mevcut delil durumuna göre Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının takdirinde bulunduğundan bu hususta karar verilmesine takdiren yer olmadığına, Cumhuriyet Başsavcılığınca şüphelinin sorgusunun yapılmasına veya adli kontrol yada tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevkine gerek olmadığı değerlendirildiğinde şüphelinin serbest bırakılmasına, karar verilmiştir.
    Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 19.04.2019 tarih, 2019/13077 soruşturma ve 2019/943 karar sayılı birleştirme kararı ile evrakın, yakalamalı şahıslar hakkında yürütülen 2015/5240 sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
    10.06.2021 tarihli dilekçesi ile kimliğini de ibraz eden Şanlıurfa Barosuna kayıtlı avukat tarafından, 05.07.2021 tarihli dilekçe ile de yetki belgesi sunulan bir başka avukat tarafından, şüpheli yönünden dosya inceleme talebinde bulunulmuştur.
    Emniyet Genel Müdürlüğünün 15.06.2021 tarihli dağıtımlı yazısı ile Cumhuriyet Başsavcılığından, Hannover Başkonsolosluğunun 11.06.2021 tarihli yazısına istinaden, Almanya ülkesinde belirtilen yurt dışı adresinde ikamet eden ve hakkında yakalama kararı bulunan şüpheli hakkında iade talebinde bulunulup bulunulmayacağı, kırmızı bülten çıkartılıp çıkartılmayacağı hususunda bilgi istenmiştir.
    Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğünün 30.06.2021 tarihli yazısı ile Cumhuriyet Başsavcılığından, Hannover Başkonsolosluğunun 11.06.2021 tarihli yazısı ile "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan Şanlıurfa 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 2019/1569 soruşturma sayılı dosyasına istinaden aranmakta olan şüphelinin adresinin tespit edildiği, şüphelinin aranmasına devam edilip edilmediğinin tespiti ile yakalama kararının ele alınarak, tutuklanmasına yönelik çıkartılmış olması ve şahsın iadesine elverişli delillerin halihazırda elde edildiğinin değerlendirilmesi durumunda, 6706 Sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanun ve 16.11.2011 tarih, 69/4 sayılı Genelge çerçevesinde Almanya yetkili adli makamlarına hitaben düzenlenecek iade talepnamesi ve Kırmızı Bülten evrakının gönderilmesi hususunun değerlendirilmesi, yakalama kararının ifade alınmak üzere çıkartılmış olması ya da delil toplanmasına devam edilmesi gerektiğinin değerlendirilmesi durumunda keyfiyetin bildirilmesi istenmiştir.
    Süreçte bu kapsamda yapılan diğer yazışmalar görülmüştür.
    12.08.2021 tarihinde, süreçte ibraz edilen ve içeriğinde Hannover Başkonsolosluğu 2824 yevmiye numaralı vekaletnamedeki tüm yetkilere istinaden düzenlendiği belirtilen avukatınca verilen yetki belgesine istinaden müdafii tarafından sunulan dilekçeler ile özetle, müvekkilinin yurt dışında ikamet ettiğini ve yasal izinli sayılacağını, yaşadığı ülkeye giriş ve çıkışında sorun yaşaması durumunda başvuruları yok sayılacağından mağdur olacağını, suçlama kapsamında derhal beraat kararı verileceğinin kuvvetle muhtemel olduğunu, şüphelinin sorgusunun yapılmamış olmasının buna engel teşkil etmediğini, ifadesi alınmadan yargılamasının yapılmasına muvafakat ettiklerini, istinabe sureti ile müvekkilinin mahkemece ifadesinin alınabileceğini, usul ekonomisi gözetilerek işlemlerin tekrarlanmamasının uygun olacağını, ayrıca yakalama kararının bulunması nedeni ile müvekkilinin yurda giriş çıkışının da kısıtlandığını, bu nedenle pasaport işlemlerinin yapılamadığını belirterek, müvekkili hakkında iddianamenin hazırlanılarak mahkemesine tevzi edilmesini, soruşturma dosyasının bir örneğinin verilmesini talep etmiştir.
    Cumhuriyet Başsavcılığının 12.08.2021 tarih, 2015/5240 soruşturma ve 2021/1697 karar sayılı ayırma kararı ile evrakın soruşturma dosyasından tefriki ile soruşturma defterinin 2021/29913 numarasına kayıt edilmesine karar verilmiştir.
    Şüphelinin adli sicil kaydında, 6352 sayılı Kanun kapsamında Diyarbakır 5 Ağır Ceza Mahkemesince verilen iki ayrı kovuşturmanın ertelenmesi kararının bulunduğu görülmüştür.
    Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 12.08.2021 tarih, 2021/29913 soruşturma, 2021/9295 esas ve 2021/1649 iddianame numaralı iddianamesi ile hakkında yakalama kararı verildiği ve yurt dışında ikamet ettiği belirtilen şüphelinin, terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı TMK'nın 7/2-1 ve 2. cümlesi, TCK'nın 43/1, 53/1 maddelerince cezalandırılması istenilmiştir. İddianame anlatımında özetle, şüphelinin Facebook sosyal paylaşım sitesinde “...", Twitter isimli sosyal paylaşım sitesinde ''mem xelfeti'' kullanıcı adlarıyla açılmış olan hesaplardan;
    -15 Kasım 2015 tarihli paylaşımda, sırtında uzun namlulu silah bulunan PKK-KCK adlı silahlı terör örgütüne mensup militanın bulunduğu görüntüyü paylaştığı,
    - 28 Haziran 2015 tarihli paylaşımda yanlarında uzun namlulu silahlar bulunan PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü üyelerinin bulunduğu ve alt kısımda '' biz şehid düşeceğiz ama arkadaşlarımız var Rojavada var. Kuzey'dekiler var, Güney'dekiler var, Doğu'dakiler var'' şeklinde ibarenin bulunduğu görüntüyü paylaştığı,
    - 27 Kasım 2015 tarihli paylaşımda leşker kıyafetli sırtında uzun namlulu silah bulunan ve ayrıca yakınında YPG terör örgütü flaması bulunan örgüt mensubunu paylaşarak "Toprağa Can Verdiniz" şeklinde yorumda bulunduğu görüntüyü paylaştığı,
    - 17 Haziran 2015 tarihli paylaşımında örgüt mensubu leşker kıyafetli şahısların bulunduğu görüntüye Ne kadar doğal bir komutan yau! Varlığınız daim olsun şeklinde yorum yaparak görüntüyü paylaştığı,
    - 19 Haziran 2016 tarihli paylaşımında leşker kıyafetli elinde uzun namlulu silah olan örgüt mensubunun bulunduğu görüntü paylaştığı,
    - 03 Kasım 2015 ve 21 Kasım 2015 tarihlerinde de leşker kıyafetli uzun namlulu silah bulunan erkek ve kadınlardan oluşan toplu örgüt mensuplarının bulunduğu görüntüyü paylaştığı belirtilerek, zincirleme bir şekilde terör örgütünün propagandasını yaptığından eylem yoğunluğu ve paylaşım içerikleri göz önüne alındığında üst hadden cezalandırılması istenilmiştir.
    12.08.2021 tarihinde elektronik imzalanan iddianame, UYAP sistemi detaylı evrak işlem kütüğü bilgilerine göre aynı tarihte Cumhuriyet savcısınca okunmuştur.
    Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.08.2021 tarih, 2021/202 iddianame değerlendirme nolu kararı ile CMK'nın 174/1-b maddesi uyarınca iddianamenin iadesine (7) gün içerinde yapılacak başvuruya istinaden itiraz kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. UYAP sistemi detaylı evrak işlem kütüğü bilgilerine göre karar 26.08.2021 tarihinde elektronik olarak imzalanmıştır.
    Kararın gerekçesinde iddianamenin iadesi kurumunun getiriliş amacı ile Yargıtay kararları doğrultusunda "Kişilerin Lekelenmeme Hakkı" ile "Eksiksiz soruşturma ve Tek Celsede Duruşma" prensiplerinden bahsedilerek özetle; şüpheli hakkında 17.04.2019 tarihinde yakalama emri çıkarıldığı, o tarihten itibaren ifadesinin alınmasına yönelik başkaca bir işlem yapılmadığı, şüpheli müdafiinin 07.07.2021 tarihinde şüphelinin Almanya'da ikamet etmesine dair dilekçe sunmasına rağmen herhangi bir istinabe işleminin yapılmadığı, hakkında kırmızı bülten kararı çıkarılmadığı ve şüphelinin ifadesi alınmadan savunma hakkı verilmeksizin iddianame tanzim edildiği anlaşıldığından, CMK'nın 170/2. maddesinde "soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler" hükmüne yer verildiği belirtilmek sureti ile madde metninden anlaşılacağı üzere yeterli şüphe kavramına tüm deliller toplandıktan sonra başvurulabileceği, bu haliyle iddianamenin 5271 sayılı CMK'nın 170 ve 174. madde hükümlerine aykırı olarak düzenlediğinden iadesine, oy birliği ile karar verildiği belirtilmiştir.
    Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesine ibraz ettiği 25.08.2021 tarihli dilekçesi ile şüpheli müdafii, aynı mahkemeye ait bir kısım kararları da sunarak, şüphelinin ifadesinin alınmamasının iade nedenleri arasında yer almadığını, hem soruşturma hem kovuşturma aşamasında Almanya'da yaşayan müvekkilinin istinabesinin hem zaman hem de maddi kayba sebebiyet vereceğini, sunduğu kararlardan da anlaşılacağı üzere ifadesi alınmamasına rağmen iddianamenin kabul edilerek yargılamaya başlanılan davaların olduğunu belirterek, iddianamenin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
    26.08.2021 tarihli dilekçesi ile Cumhuriyet savcısı iade kararına ilişkin olarak mahkemesine itirazda bulunmuştur. İtiraz dilekçesinde özetle; somut olayda şüpheli hakkında yakalama kararının 18.04.2019 tarihinde çıkarıldığı ve üzerinden makul süre geçtiği, şüpheli ifadesi alınmamasının CMK’nın 174/1. maddesinde belirtilen iade unsurlarından olmadığı, bu yönde emsal Yargıtay kararlarının bulunduğu gibi şüpheli müdafiinin dahi dilekçe ile iddianamenin kabul edilmesini talep ettiği belirtilmiştir.
    Şanlıurfa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.09.2021 tarih ve 2021/564 D. iş sayılı kararı ile Cumhuriyet savcısının iddianamenin iadesine dair yaptığı itirazın kesin olarak oy birliği ile reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçesi belirtildiği şekli ile şöyledir;
    "Dosyanın tetkikinde; Şanlıurfa Cumhuriyet Savcılığı'nın 26/08/2021 tarihli iddianamenin iadesine itiraz kararına yönelik itirazın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."
    İtiraz merciine sunulan Cumhuriyet savcısının 14.09.2021 tarihli mütalaasında da itirazın reddinin istenildiği görülmüştür.
    Cumhuriyet Başsavcılığının 17.09.2021 tarihli yazısı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne, Şanlıurfa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/564 D.iş ve 14.09.2021 tarihli kesin kararının, somut bir gerekçeye dayanılmadığı, şüpheliye atfedilen suçun terör örgütü propagandası yapma suçu olduğu, buna ilişkin delillerin tamamen toplandığı, 18.04.2019 tarihinde yakalama emri çıkarıldığı ve aradan geçen uzun sürede yakalanamadığı, şüphelinin ifadesinin alınmamasının iade nedenleri arasında yer almadığı ve emsal Yargıtay kararlarına göre de iade nedeni yapılamayacağından kanun yararına bozulması hususunda ihbar ve görüşte bulunulmuştur.
    Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 25.10.2021 tarih ve 94660652-105-63-21172-2021-Kyb sayılı yazısı ile Şanlıurfa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/09/2021 tarihli ve 2021/564 değişik iş sayılı kararının bozulmasını istemiştir.
    UYAP sisteminde bulunan dökumanlarda, 12.01.2022 tarihli dilekçesi ile şüpheli müdafiinin, müvekkilinin savunma ve beyanlarını içeren 20.12.2021 tarihli ıslak imzalı dilekçesini sunduğu, şüpheli hakkında KYOK kararı verilmesini, aksi durumda iddianamenin hazırlanarak ve kovuşturma aşamasına geçilmesi için gerekli işlemlerin yapılmasını, ... kullanıcı isimli Facebook hesabının müvekkilince kendisine ait olduğunun ancak Mem Xelfeti kullanıcı isimli hesabın ise kendisine ait olmadığının belirtildiğini, araştırma tutanağı incelendiğinde Twitter hesabının müvekkiline ait olduğuna dair herhangi bir bilgi belgenin bulunmadığını, zorlama bir yorumla bir paylaşımın benzer olmasından hareketle bahse konu hesabın kullanıcısı olduğunun kabul edilemeyeceğini, ayrıca bu hesapta kullanıcı isminin altında "eleziz dep" yani Elazığ ilinin Karakoçan İlçesinin Kürtçe isminin yazılı olduğunu, evrakın tefrik edilerek Elazığ savcılığına gönderilmesini istemiştir.
    Bu kapsamda dilekçe ekinde sunulan, şüpheli tarafından tanzim edildiği bildirilen dilekçede ise şüphelinin, öncelikle oluşmayan suçlardan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesini aksi halde de hakkında iddianame tanzim edilerek yetkili mahkemeye dosyanın gönderilerek aklanma imkanının tarafına verilmesini, Almanya da belirttiği adreste ikamet ettiğini, konsolosluk işlemleri sırasında dosyadan haberdar olduğunu, pandemi koşullarının zorluğu gerekse de konsolosluk tarafından pasaportuna el konulması nedeniyle savcılığa gelmesi imkanının bu süreçte mümkün olmadığını, yokluğunda tahkikatın yapılmasını, suçlamayı kabul etmediğini, Mem Xelfeti kullanıcı isimli Twitter hesabının kendisine ait olmadığını, Facebook hesabının ise kendisine ait olduğunu ancak raporda belirtilen paylaşımları yapıp yapmadığını hatırlamadığını, Twitter de yapılan bir hashtagte paylaşılan resmi facebook hesabında paylaştığının tespiti ile zorlama bir yorum yapılarak suçlandığını, paylaşımında suç olmadığını, Twitter hesabında kullanıcı adının altında, "eleziz, dep, xelfeti" ibarelerinin olduğunu, yaptığı araştırmalarda "eleziz" adının Elazığ ilimizin eski ve yöresel olarak kullanılan ismi olduğunu, "dep" kelimesinin ise Elazığ ilinin Karakoçan ilçesinin Kürtçe ismi olduğunu öğrendiğini, kendisinin Elazığ ve Karakoçan ile bir bağının olmadığını, suçlamayı kabul etmediğini, savcılıkta yapacağı savunmadan feragat ettiğini bildirdiği görülmüştür.
    III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
    Terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan yürütülen soruşturmada ifadesi alınamadığından hakkında yakalama kararı çıkartılan şüphelinin cezalandırılması istemi ile düzenlenen iddianamenin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 174/1-b maddesi gereğince iade edilmesinde ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkindir.
    IV-HUKUKİ MEVZUAT;
    Konu ile ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
    5271 sayılı CMK'nın
    Kamu davasını açma görevi
    Madde 170 – (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
    (2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
    (3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
    a) Şüphelinin kimliği,
    b) Müdafii,
    c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
    d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
    e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
    f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
    g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
    h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
    i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
    j) Suçun delilleri,
    k)Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
    Gösterilir.
    (4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
    (5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
    (6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
    İddianamenin iadesi
    Madde 174 – (Değişik: 25.5.2005 - 5353/27 md.)
    (1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
    a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
    b) (Değişik:17.10.2019-7188/20 md.) Suçun sübûtuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
    c) (Değişik:17.10.2019-7188/20 md.) Ön ödemeye veya uzlaştırmaya ya da seri muhakeme usulüne tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde ön ödeme veya uzlaştırma ya da seri muhakeme usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
    d) (Ek:17.10.2019-7188/20 md.) Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlarda izin alınmaksızın veya talep olmaksızın düzenlenen,
    İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
    (2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
    (3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
    (4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
    (5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.
    V-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:

    Ceza muhakemesinin amacı, maddi gerçeğin insan onuruna yaraşır biçimde araştırılıp bulunmasıdır.
    Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
    CMK’nın 160/1 maddesinde yer alan “bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hal” ifadesinden de anlaşılacağı üzere belli bir suç şüphesine karşı soruşturmaya başlanılabilmesinin maddi koşulu, o suça ilişkin başlangıç şüphesinin var olmasıdır. Başlangıç şüphesi, soyut bir izlenimle değil; suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıalar ile oluşur. Cumhuriyet savcısı, başlangıç şüphesinin olup olmadığını yani, suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıaların bulunup bulunmadığını değerlendirerek soruşturmaya başlayacaktır. Kısaca, başlangıç şüphesinin bulunup bulunmadığını değerlendirme yetkisi, Cumhuriyet savcısına aittir (Veli Özbek, Nihat M. Kanbur, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınlar, Ankara, 2011, sayfa 186 ve devamı).
    Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler. "Yeterli şüphe", şüphelinin müsnet suçtan yargılanması için gerekli ve yeterli olan şüphe derecesini ifade eder. Bu şüphenin, hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delile dayanması gerektiğinde kuşku yoktur. Cumhuriyet savcısı topladığı delillerin iddianame düzenlemek için yeterli olup olmadığını takdir edecek, delilleri olaylarla ilişkilendirerek yeterli şüpheyi ortaya koyacaktır. Kamu davasının açılmasında yeterli şüpheden bahsedebilmede önemli olan, suçun işlendiğine yönelik tartışılabilirlik ve mahkûmiyetin ne derecede mümkün olabilirliğidir.
    Soruşturma aşamasında toplanan deliller sonucunda yeterli şüphenin oluşmaması durumunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, yargılama aşamasında hakim veya mahkemece verilen kararlar ile kanun yolu aşamalarında delillerin hukuka uygunluk denetiminin yapılacağına dair düzenlemelerin yanı sıra; iddianamenin iadesi müessesesinin de delilin denetimine olanak tanıdığının kabulü gereklidir. Fakat Anayasanın 38, 5271 sayılı CMK'nın 206/2 maddelerindeki düzenlemeler kapsamında, bu olanağın çok geniş yorumlanmaması gerektiği CMK'nın 172/1 maddesinin doğal sonucudur.
    5271 sayılı CMK'da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek celse”de bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen yeniliklerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi, soruşturma safhasında mevcut tüm delillerin toplanmış olması ile mümkündür.
    İddianamenin iadesi kurumu şüpheli/sanıkların lekelenmeme haklarını etkin şekilde koruma altına almaktadır. Bu nedenle Anayasanın 36-38. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinin teminatı mahiyetindedir. İddianemedeki şekle ilişkin eksiklikler her zaman giderilebilir ancak eksik soruşturma sonucu yeterli suç şüphesi oluşturmayan delillerle kişilere sanık sıfatı yüklenmesi, yargılama sonucunda beraat etmiş olsalar dahi hak ihlaline sebebiyet vereceği göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi takdirde kanun koyucu suçun subutuna etkili olan bir delil toplanmadan dava açılmasını iade nedeni olarak kabul etmeyeceği aşikardır.
    CMK’nın 170/5. fıkrasında “İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.” hükmüne yer verilmiştir. Emredici nitelikte bulunan bu kuralın yerine getirilmesi çoğu zaman şüphelinin savunmasının alınmasıyla işlerlik kazanacaktır.
    Şüphelinin savunmasının alınmasını zorunlu kılan açık bir hükme CMK’nın 170 ve 174. maddelerinde yer verilmemiş ise de bu durum her koşulda savunma alınmadan dava açılabileceği şeklinde de yorumlanmamalıdır.
    Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, tanzim edilen açık kaynak araştırma raporu ile suça konu paylaşımlarda bulunulduğu tespit edilen ve kollukça kullanılan bir program vasıtası ile bu hesabın eski kullanıcı adlarından ... ismine ulaşıldığının tespitini müteakip, diğer sosyal medya hesaplarında ... kullanıcı adı ile yapılan araştırma neticesinde kullanıcısı olduğu değerlendirilen bir başka sosyal medya hesabında suça konu hesapta yer alan bir paylaşımın bulunduğunun tespiti üzerine, hesabın kullanıcısı olduğu ve belirtilen hesaplardan yapılan iddianameye konu paylaşımları ile terör örgütünün propagandasını yaptığı tespit ve değerlendirmesinde bulunulan, gerek soruşturma kapsamında tanzim edilen raporda, gerekse UYAP sisteminde yer alan kayıtlarda ve de sonraki süreçte gönderilen belgelerde Almanya'da ikamet ettiği belirlenen ve bildirilen, temin edilemediğinden atılı suçtan hakkında 18.04.2019 tarihinde çıkartılan yakalama kararının infazı beklenirken hakkında, Başkonsolosluğun 11.06.2021 tarihli yazısına istinaden iade talebinde bulunulup bulunulmayacağı ya da kırmızı bülten çıkartılıp çıkartılmayacağı sorulan devamında sanık ve müdafiinin yürütülen soruşturma kapsamında yazılı talep ve görüşlerini de sundukları halde, adresi belli olan ve suçlamayı kabul etmeyen şüpheli hakkında "Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi" ve 6706 sayılı Kanun hükümleri kapsamında istinabe sureti ile araştırma yapılıp ifadesi temin edilmeden düzenlenen iddianamenin iadesine ilişkin karar ile bu karara vaki itirazın reddine dair merci kararında isabetsizlik görülmediğinden talebin reddine karar verilmiştir.
    VI. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.12.2021 tarih ve 2021/135211 sayılı Kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara