Esas No: 2021/13817
Karar No: 2022/3209
Karar Tarihi: 01.06.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/13817 Esas 2022/3209 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/13817 E. , 2022/3209 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Sakarya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.11.2018 tarih ve 2017/356 - 2018/356 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne yardım etme
Hüküm : Sanık hakkında TCK'nın 314/3 ve 220/7. maddeleri yollamasıyla TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 220/7 -2. cümle, 62, 53/1-2-3, 63. maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet hükmüne yönelik düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar
Bölge adliye mahkemesince kesin olarak verilen hüküm, 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan kanuna eklenen geçici 5. maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığı görüldü;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan ve hakkında silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan mahkumiyet hükmü verilen sanığın, kovuşturma aşamasında kendisinin seçtiği bir müdafii bulunmadığı gibi CMK'nın 156. maddesi uyarınca da re'sen müdafi görevlendirilmediği, sanığa isnat edilen suçun niteliği dikkate alındığında, Anayasanın 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesinin zorunlu sonucu olarak CMK'nın 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca müdafi görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, savunma hakkının kısıtlanmasını netice verecek biçimde müdafi hazır bulundurulmaksızın hüküm kurulmak suretiyle CMK'nın 150/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
Ayrıntıları Dairemizin 2015/3 Esas sayılı kararında ve dairemizce de benimsenen, istikrar kazanmış yargısal kararlarda açıklandığı üzere;
Örgüte yardım suçunda kast unsuru yönünden, Yargıtay uygulamaları ve öğretideki görüşler incelendiğinde;
Bir suçun kanuni tanımında "bilerek", "bildiği halde", "bilmesine rağmen" gibi ifadelere açıkça yer veren suçlar olası kastla işlenemez (Prof.Dr. İzzet ÖZGENÇ, TCK Genel Hükümler, 7. Baskı, s. 241).
Kişi, örgütün işlediği somut fiili bilmese de terör örgütü olduğunu, sağladığı yardımın örgütün yararına kullanılacağını bilmeli ve bu irade ile hareket etmelidir. İnsani mülahazalarla yapılan yardımlar örgüte yardım suçunu oluşturmaz. Yapılacak her türlü yardımın suç olarak değerlendirilmemesi gerekir (Prof.Dr. A. Caner Yenidünya - Arşt.Görv. Zafer İçer, Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma, 1. Baskı, s. 56).
Örgüte yardım suçunda manevi unsurun oluşması için genel kasıt yeterli değildir. Özel kasıt ile işlenen bir suçtur. Fail örgütün amacını gerçekleştirmesine katkı sağlamak kastı ile hareket etmelidir (Yrd.Doç.Dr. Namık Kemal TOPÇU, Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları, s. 164).
Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmiş olması gerekir. Başka bir ifadeyle, yardım fiilinin örgütün suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt olduğu bilinerek gerçekleştirilmiş olması gerekir. Fıkra metninde geçen "bilerek" ibaresi doğrudan kastı ifade eder. Doğrudan örgüte değil de örgüt mensuplarına yardım edilmesi halinde, yardım edilen kişilerin suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt mensubu olduklarının da bilinmesi gerekmektedir. Örgüt mensuplarına yapılan yardım, aynı zamanda örgüte yapılan yardım olarak değerlendirmek gerekir. Ancak, bu yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet eden bir yardım olması gerekmektedir (Prof.Dr.İzzet ÖZGENÇ, Suç Örgütleri, 7. Baskı, s. 38-39).
Yukarıda yer verilen öğretideki görüşler ve Yargıtay yüksek 9. ve 16. Ceza Dairesinin geçmişteki uygulamaları göz önüne alındığında; suç örgütleri veya silahlı terör örgütlerine yardım suçunun ancak doğrudan kastla işlenebileceği, yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet etmesi gerektiği, örgüt üyelerine yapılan yardımın da örgüte yapılmış gibi kabul edilmekle birlikte örgüt üyesinin mensup olduğu örgütün bilinmesi ve bu yardımın da insani mülahazalarla değil örgütün amaçlarını gerçekleştirme gayesiyle yapılması hususunda ortak bir kanaat mevcuttur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Örgüte müzahir ... Eğitim Sendikasına üye olduğu anlaşılan sanığın, savunmalarının denetlenmesi ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde aydınlatılması bakımından, Bank ... tüm hesap dökümleri üzerinde uzman bilirkişi marifeti ile ayrıntılı inceleme yaptırılıp, örgüt liderinin talimatı doğrultusunda Bank ... destek vermeye yönelik para yatırma, katılım hesabı yahut sair bankacılık işlemleri yapıp yapmadığının araştırılması ve sonucuna göre sanığın örgüte yardım kastı da değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün belirtilen sebeplerle BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Sakarya 5. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.