Taraflar arasındaki davadan dolayı Adana 4.Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 30/11/2010 gün ve 2009/26 esas 2010/824 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 28/04/2011 gün ve 3158-4953 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptal ve tescil istekli açılmış, yargılama sırasında ıslah ile tazminat isteğine çevrilmiş olup, önceden yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın temyizi üzerine Dairece, borcun gerçek miktarınca ödenip ödenmediğinin ya da ne kadarlık bölümünün ödendiğinin saptanması, gerektiğinde kalan borç yönünden BK nun 81. maddesinin gözetilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuş, bozma ilamına uyulduktan sonra 200.000,00 TL olan borcun 167.583,76 TL"sinın ödendiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bozmaya uyulmuş olmakla tarafları yararına kazanılmış hak doğar ve orada belirtilen doğrultuda işlem ifa edilmek ve karar verilmek zorunluluğu meydana gelir.Bu husus kazanılmış hak kuralı gereğidir.
Dosya içerisinde bulunan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde faaliyette bulunan Viyabankın 19.1.2007 tarihli yazısında; davalı A. K. Y.ın banka nezdinde mevduat hesabının bulunduğu, tahsil amacıyla 28.2.2003 keşide tarihli 43.533,64 TL bedelli, 21.3.2003 keşide tarihli 29.541,72 TL bedelli ve 4.4.2003 keşide tarihli 22.686,43 TL bedelli çeklerin davalı tarafından ibraz edildiği ve açıklanan tarihlerde tahsil edilerek davalının hesabına yatırıldığı belirtilmiştir. Anılan her üç çekin davacının ortağı olduğu ... Şekerleme Gıda ve Sanayi Ltd Şt tarafından keşide ve ciro edildiği görülmektedir.
Ne varki; mahkemece ödeme yapıldığı kabul edilen diğer çeklerin ise davalı tarafından tahsil edildiğine dair belgeye ulaşılamamıştır. Nitekim, davacı tarafından ibraz edilen diğer çeklerin bir kısmının yine Viyabank, G. Y.,S. . ve Şekerbank tarafından tahsil edildiği anlaşılmakta ise de, davalı ile nasıl bir bağlantının olduğu dosyaya yansımışda değildir.
Bu durumda, mahkemece bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurmaya yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, yukarıda anılan üç adet çek dışında geri kalan çekler bakımından davalıya ödeme yapıpılıp yapılmadığının ve tahsilatı yapan kişilerin davalı ile bağlantısının saptanması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalının karar düzeltme isteğinin, H.U.M.K."nun 440. maddesi hükmü uyarınca kabulü ile Dairenin 28.04.2011 tarih, 2011/3158 Esas - 2011/4953 karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına, mahkemenin 31.10.2010 tarih, 2009/26 Esas - 2010/824 karar sayılı kararının açıklanan gerekçelerle 6100 sayılı HMK."nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.