Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, davalılar Z. ve V. hakkında Pendik 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/389 esas,2003/ 581 karar sayılı dosyasından vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olarak açtıkları tapu iptal ve tescil davasının kabul edildiğini, karar kesinleştikten sonra, infazdan önce davalıların aldıkları ek karar ile tedbir kararını kaldırtarak davalı Z."nin çekişme konusu 1389 parselde kayıtlı taşınmazdaki payını muvazaalı olarak davalı İ.ye satış suretiyle devrettiğini ileri sürerek , tapu iptal ve payları oranında tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar V.ve Z., muvazaa iddialarının doğru olmadığını,davacı A."ın payını kendisinin temlik ettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı idare vekili, çekişme konusu taşınmazın temlikinden Tapu Sicil Müdürlüğünün sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı A."ın çekişme konusu payını kendisi temlik ettiği gerekçesi ile bu davalı yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden iddiaların sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı İdare vekili ile diğer davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava; tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre; çekişme konusu 1389 parselde kayıtlı taşınmazın 1/6 payının davacıların miras bırakanı A.İ. Ö."e ait iken davacılarında aralarında yeraldığı mirasçılarına kaldığı, intikal hususunda davalı V.i vekil tayin eden A. Ö.haricindeki davacıların paylarının vekaleti kullanan V.tarafından eşi olan davalı Z."ye satış suretiyle temlik edildiği, davacı A."ın payının ise aynı akitle bizzat A.tarafından devredildiği, A.dışındaki davacıların vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olarak Pendik 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2002/389 Esas, 2003/581 sayılı dosyasından açtıkları davanın kabul edilerek Z.adına kayıtlı 160/1536 payın tapusunun iptali ile miras payları oranında tescile karar verildiği, kararın dereceattan geçerek 31.07.2007 tarihinde kesinleştiği, infaz aşamasında davalı V."in talebi üzerine anılan mahkemece 11.06.2007 tarihinde verilen ek karar ile; Z."nin payı üzerinde bulunan tedbir kararının kaldırılması ve İİK"nın 28. maddesine göre şerh konulmasına hükmedildiği,
ilgili tapu sicil müdürlüğünce tedbir şerhinin 20.06.2007 tarihinde terkin edildiği, aynı tarihte Z."nin tüm payını davalı . P.e satış suretiyle devrettiği, davacıların; kesinleşmiş mahkeme kararına istinaden çekişme konusu payların davalı İ.ye devrinin muvazaalı ve kötüniyetli olduğunun, davacı A. yönünden de vekat görevinin kötüye kullanılmasına dayanıldığının ileri sürülerek tapu iptali ve pay oranında tescil istekli eldeki davanın açıldığı görülmektedir.
Toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle; çekişme konusu taşınmazın A. dışındaki davacıların paylarının V.tarafından Z."ye temlikinin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiğinin dereceattan geçerek kesinleşen Pendik 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2002/389 Esas, 2003/581 sayılı dosyası ile saptanarak 160/1536 payın iptali ile davacıların miras payları oranında tesciline karar verildiğinin ve Z.nin infaz aşamasında, tanık anlatımlarına göre akrabası olan ve dosya arasında yeralan davalı İ.ye ait Kartal 4. Noterliği"nin 12.07.2004 tarihli düzenleme şeklinde vekaletnamesinden satıştan önce V.ile İ."nin birbirlerini tanıdıklarının ve İ.ye yapılan temlikin muvazalı olduğu saptanarak yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında, diğer taraftan; İİK"nın 28. maddesine göre şerh verilmesi yönündeki mahkemenin ek kararına rağmen bunu gözardı eden davalı idarenin çekişme konusu işlemlerden kusurlu bulunduğu gerekçede belirtilmek suretiyle, idare yönünden dava reddedildiği halde davalı idare lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinde de bir isabetsizlik yoktur. Davalı idare vekilinin tüm, diğer davalıların sair temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak, bilindiği üzere; gerek dolu pafta sistemi ve gerekse doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca Hakim, kararıyla doğru sicil oluşturma zorunluluğundadır.
Somut olayda, yargılama sırasında çekişme konusu 1389 parselin imar uygulamasına tabi tutulup, davalı İ."ye ait paya karşılık 9174 ada 3 nolu imar parselinden 63698/103465 hisse verildiği bilirkişi raporu içeriğinden ve dosya arasına alınan imar parseline ait tapu kaydından anlaşılmaktadır..
Hal böyle olunca, davacıların çekişme konusu 1389 nolu kadastral parselde kabul kapsamına alınan paylarına karşılık gelen haklarının imar parseline yansıtılması, gerektiğinde bu konuda bilirkişi görüşüne başvurularak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, kadastral parsel üzerinden hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.