Esas No: 2011/11346
Karar No: 2011/13783
Karar Tarihi: 27.12.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/11346 Esas 2011/13783 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar taşınmazın 14/24 payının sahibi olduklarını iddia ederek davalıların taşınmazı haksız kullanarak tasarruf ettiklerini ve elatmanın önlenmesini istemişlerdir. Davalılar ise taşınmazın tamamına malik olmadıklarını ve davalıların 60 yıldır taşınmazı zilyet olarak kullandıklarını iddia ederek tapu iptal ve tescil davası açmışlardır. Mahkeme elatmanın önlenmesi isteğini kabul etmiş, diğer davaları ise reddetmiştir. Ancak, tarafların davalarında dayandıkları belgelerin ve kayıtların doğru şekilde incelenmediği ve yeterli araştırma yapılmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu 713/2, HUMK 409/5, 1086 sayılı HUMK 428.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BİNGÖL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2011
NUMARASI : 2001/67-2011/520
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar, Bingöl, Merkez, ..(Ş..) Köyü, Davabet (Davan) mevkiinde kain, Cilt No:50, Sayfa No:78, Sıra No:4"te tapuda kayıtlı taşınmazın 14/24 payının maliki olduklarını, taşınmazın tamamına malik olmayan davalıların çekişme konusu yerin tamamını haksız yere kullanarak, tasarruflarına engel olduklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, birleşen dosyadan davacılar K., M.ve A.; davacıların dayandığı tapu kaydının hukuki geçerliliğini yitirdiğini, hudutları itibariyle çekişme konusu yere uymadığını, taşınmaza 60 yıldan fazladır nizasız ve fasılasız eklemeli olarak zilyet olduklarını ileri sürerek, elatma davasına konu tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, elatma isteği yönünden iddiaların sabit olduğu gerekçesi ile davacı M. yönünden açılan davanın kabulüne, diğer davacıların davayı takip etmemeleri sebebi ile onlar yönünden HUMK"nun 409/5.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına, birleşen dosyadan açılan tapu iptal ve tescil davasının Türk Medeni Kanununun 713/2.maddesindeki şartlar oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Karar, birleşen dosyadan davacılar K., M., A. B. ile birleşen dosyadan davalı H. S. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi, birleşen dava tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davacı M.in açmış olduğu elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, diğer davacılar yönünden açılan davanın HUMK"un 409. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, birleşen dosyadan tapu iptali ve tescil isteğinin ise reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacılar, Bingöl, Merkez, . (.) Köyü, Davabet (Davan) mevkiinde kain, Cilt No: 50, Sayfa No; 78, Sıra No; 4"de tapuda kayıtlı taşınmazın 14/24 payının maliki oldukları halde, taşınmazı kullanan davalıların tasarruflarına engel olduklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi istekli eldeki davaları açtıkları, davacılardan yalnızca M. B."un davasını takip ettiği, birleşen dosyadan davacılar K., M. ve A. ise; .... Köyü, .. (Esenler) Mezrasında kain Haziran 1330 tarih, 285 sıra nolu tapu kaydının 36/72 payının M. Y., 21/72 payının H.Y., 3/72
payının A. B. adına kayıtlı iken, H.ın 1949, M.un 1957, A."in ise 1945 tarihinde öldüğünü, tapunun, maliklerinin ölümünden 37 yıl sonra mirasçıları adına kütükte intikalinin yaptırılarak, bir kısım payların davalılara satıldığını, ancak satış tarihi itibariyle tapunun hukuki değerini yitirmiş olduğunu, çekişme konusu yeri 60 yıldır nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla miras bırakanları ile kendilerinin kullandığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi isteğine konu tapunun iptali ile tescile karar verilmesini talep ettikleri, çekişme konusu yerde kadastroca tahdit ve tespit çalışmalarının yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Ne var ki, yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın yanlar arasındaki uyuşmazlıkları sona erdirecek yeterlilikte olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki, tarafların dayandıkları kayıtlar yöntemine uygun biçimde uygulanmamış, sınırlar belirlenmemiş, birleşen dosyadan davacıların dayanak tapunun hukuksal niteliğini yitirdiği savunması üzerinde durulmamış, taraflarca sözü edilen 1981/336, 1982/42, 1982/335, 1983/267 Esas sayılı dava dosyaları getirtilip incelenmemiştir.
Bilindiği üzere; harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanunun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur. Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi, gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip, doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması, doğru esasa dayanmıyorsa, ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi, ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi, böylece yanların dayandığı, usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan, dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi; gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir. Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur.
Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilke ve esaslar doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, önceden görülen tarafların aşamalarda bildirdikleri dava dosyalarının dosya arasına alınarak, bu dosyalara konu kararların güçlü delil, ya da kesin hüküm teşkil edip etmeyeceğinin, dayanılan tapu kaydının hukuksal niteliğini yitirip yitirmediğinin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre tarafların istekleri hususunda karar verilmesi gerekirken, eksik tahkikatla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Birleşen dosyadan davacılar ile birleşen dosyadan davalı H. S."ın belirtilen sebeplerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.