Taraflar arasındaki davadan dolayı Suruç Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 29.12.2004 gün ve 2003/287 esas 2004/311 karar sayılı hükmün reddine ilişkin olan 17.01.2011 gün ve 13230-236 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı
tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalılardan M. F. G.vekilince, Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesine verilen 14.01.2008 tarihli dilekçe ile süresinde temyiz edilmiştir.Anılan husus bu kez dosyanın davalı vekilinin karar düzeltme isteği üzerine anlaşılmıştır.Hal böyle olunca davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabul edilip;Dairenin 2010/13230 esas,2011/236 karar sayılı 17.01.2011 tarihli süreden ret kararının kaldırılarak dosya esas yönden incelendi.
Dosya içeriğinden,toplanan delillerden; çekişme konusu 720 ila 733 ve 736 ila 738 parsel sayılı taşınmazlardaki 10/160 payları ile 740 parsel sayılı taşınmazdaki 10/40 payın miras bırakan A. G."a vekaleten davalı M. F. G. tarafından davalı M.e, bu şahsın da diğer davalı A. A.a satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
Davacı, miras bırakanın ölümünün vekil tarafından bilindiği halde geçersiz olan vekaletname ile ve muvazaalı olarak temliklerin yapıldığını ileri sürerek, tereke iade isteği ile eldeki davayı açmıştır.
Bilindiği üzere; elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
M.K.nun 701.-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin ( ortaklığın ) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortakların tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, M.K.nun 701. maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
M.K.nun 702/2. maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (ll.l0.982 tarih l982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
Somut olayda, elbirliği ( iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
Değinilen bu husus karar düzeltme istemi üzerine bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalının karar düzeltme isteğinin kabulüne, yerel mahkemenin 29.12.2004 tarih, 2003/287 Esas, 2004/311 Karar sayılı kararının açıklanan nedenlerle ( 6100 Sayılı HMK"nun geçici 3. maddesi yollaması ile ) 1086 Sayılı HUMK."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 27.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi