Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar, kök miras bırakan D.E."nın 1695 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 154/444 payından 57/444"er paylarını torunları olan davalılara satış şeklinde devrettiğini, murisin işlem tarihinde 73 yaşında olup, davalıların annesi E."nın baskı ve tehditleri ile temliki yaptığını işlemlerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalılar adına olan hisselerin iptali ile terekeye döndürülmesine olmazsa mahfuz hissenin ihlali sebebiyle payların iptaline karar verilmesi isteminde bulunmuşlardır.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, birleşen dava ile taşınmazda bulunan binanın 1 ve 2 normal katlarındaki dairelerin kendilerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil,tenkis; birleşen dava muhtesatın aidiyetinin tespiti isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1695 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 57/444"er payların miras bırakan D.E. tarafından davalılara 19.08.1996 tarihinde satış yoluyla devredildiği görülmektedir.
Davacılar, anılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalılar ise taşınmazdaki binanın 1. ve 2. normal katlarındaki dairelerin kendilerine ait olduğunun tespiti istemiyle eldeki davaları açmışlardır.
Mahkemece, miras bırakan tarafından davalılara yapılan pay temliklerinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek suretiyle asıl davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değilidir. Reddine.
Davacıların, temyiz itirazlarına gelince; dosya kapsamı ve dinlenilen tanıklar ve tanık E."nın beyanlarından taşınmazda bulunan binadaki dairelerin davalılar (birleşen dosya davacıları) tarafından yapıldığına ilişkin bir delil bulunmadığı gözardı edilerek birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir.
Hal böyle olunca, birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü ( 6100 Sayılı HMK"nun geçici 3. maddesi uyarınca ) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.