Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu çekişme konusu taşınmazların davalı tarafından sürülüp ekilmek suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değeri yönünden reddedilip, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmazlara elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 155 ada 22, 154 ada 17, 116 ada 6 nolu parsellerin davacı M.Tr; 118 ada 14 ve 15 nolu parsellerin ise davacı ve davalı adına paylı olarak kadastro suretiyle 20.01.2006 tarihinde tescil edildiği, dava konusu 132 ada 90 nolu parselin ise kadastro mahkemesinde davalı olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, davalının anılan taşınmazları sürüp ekmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve 2006 yılına ilişkin olarak ecrimisil istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Nevarki, dosya kapsamı ile taşınmazların 05.05.2005 ile 08.08.2006 yıllarında davalı tarafından kullanıldığı davalının da kabulünde olup, mahkemece dava tarihinde davalı tarafından bir kullanımın bulunup bulunmadığı yönünde bir araştırma yapılmadığı gibi, dava tarihinde davalının tasarrufunda olduğunun anlaşılması halinde, bir an için kadastro öncesinde taşınmazların davacı ile dava dışı N."in murisine ait olduğu varsayılsa bile her bir taşınmazın başka bir paydaşa özgülenmesini öngören fiili kullanma biçimine hukuksal değer verilemeyeceği ve itibar edilemeyeceği gibi, tek bir paydaş tarafından kiraya verme durumunda da pay ve paydaş çoğunluğu koşulunun bulunmaması nedeniyle geçerli bir kira bağıtının varlığından bahsedilemeyeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davalının davadan önce tasarrufuna son verip vermediğinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.