Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/1906 Esas 2022/3233 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/1906
Karar No: 2022/3233
Karar Tarihi: 02.06.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/1906 Esas 2022/3233 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2022/1906 E.  ,  2022/3233 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.03.2020 tarih ve 2018/695 - 2020/119 sayılı kararı
    Suç : Terör örgütüne bilerek isteyerek yardım etme
    Hüküm : TCK'nın 314/3 ve 220/7 maddeleri yollamasıyla yine TCK'nın 314/2, 220/7, 3713 sayılı Kanunun 5 yine TCK'nın 62/1, 53/1-2. maddesi uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi

    Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Ceza Muhakemesinde kabul edilen “in dubio pro reo” şüpheden sanık yararlanır ilkesi aynı zamanda evrensel bir ilkedir. Bu ilkenin özü ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Buna göre, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmiş ise sanık yada sanıklar tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemeli, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ya da delil değeri olmayan şüpheli beyanlar veya hukuka aykırı olarak elde edilen delillere dayanılarak, ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Yüksek de olsa ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, Ceza Muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
    Bu kapsamda somut olay irdelendiğinde,
    Mahkemece, kolluğun tanık dinleme yetkisi bulunmamasına rağmen, kolluk tarafından bilgi alma tutanağı ile dinlenen ...’un; sanık ... hakkında, hazırlık aşaması beyanı ile kollukta müdafii olmaksızın yaptığı fotoğraf teşhisini, duruşmada sanıkla yüzleştirilmesi sırasında doğrulamaması karşısında, tanığın sanıkla ilgili beyanlarının olayın sübutu açısından belirleyici tek delil olduğu gözetilerek, şüpheden sanık yararlanır hükmü gereğince, üzerine atılı terör örgütüne bilerek isteyerek yardım etme suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil olmadığından beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesine kararın bir örneğinin Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara