Taraflar arasındaki davadan dolayı Aliağa Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 30.7.2010 gün ve 2010/54 esas, 2010/360 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 05.07.2011 gün ve 2023-7905 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava; elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, yerel mahkemece kira sözleşmesinin pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan yapılması nedeniyle geçersiz olduğu, davalının taşınmazı haksız yere kullandığından, davanın kabulüyle, davacıların payına yönelik elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün temyizi üzerine; kiralama bakımından pay çoğunluğu var ise de paydaş çoğunluğu sağlanmadığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle kararın onandığı görülmektedir.
Ne varki temyiz aşamasında; davacıların taşınmazdaki tüm paylarını 04.07.2011 tarihinde dava dışı paydaş H. M.’ye devrettikleri anlaşılmaktadır.
Öte yandan, dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 1086 sayılı HUMK."nun l86. ve 6100 sayılı HMK’nun 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. HUMK ‘nun186.madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir.
Ancak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasasının 125.maddesi; “Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder” şeklinde düzenlemeler getirmiştir.
1086 sayılı HUMK’nun 186.maddesinden farklı olarak 6100 sayılı HMK"nun 125/2. maddesi hükmü dava konusunun davacı tarafından üçüncü kişiye devredilmesi halinde devralan kişinin hukuk gereği davacı sıfatı ve buna bağlı olarak dava takip yetkisi kazanacağı ve davanın yeni davacı ile süreceği esasını getirmiştir. Bu usul kuralının kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi gerektiği de açıktır.
O halde, 6100 sayılı HMK"nun 125/2. maddesi hükmü uyarınca işlem yapılmak üzere karar bozulmalıdır.
Değinilen bu husus karar düzeltme sitemi üzerine bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla1086 sayılı H.U.M.K."nun 440. maddesi hükmü uyarınca kabulü ile Dairenin 05.07.2011 tarih, 2011/2023 Esas, 2011/7905 karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına, mahkemenin 30.07.2010 tarih, 2010/54 Esas- 2010/360 karar sayılı kararının açıklanan gerekçelerle HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.