Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/2169 Esas 2016/9762 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2169
Karar No: 2016/9762
Karar Tarihi: 21.12.2016

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/2169 Esas 2016/9762 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, sahibi ve müdürü olduğu şirketin çek keşide etme yasağına girmesi nedeniyle, başkasına ait kimlik kartına kendi fotoğrafını yapıştırarak bankaya başvurup, çek karnesi aldığı ve muhtelif kişilere çek keşide ettiği gerekçesiyle dolandırıcılık suçundan 2 yıl 6 ay hapis ve ağır para cezası ile cezalandırılmıştır. Verilen hüküm, önce Yargıtay Onbirinci Ceza Dairesi tarafından kesinleştirilmiş, ardından yürürlüğe giren kanunlar nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden belirlenebilmesi için dosya yeniden ele alınmış ve son olarak daire, mahkemenin takdir ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğini belirterek hükmün onanmasına karar vermiştir.
Kanun Maddeleri: TCK’nın 158/1-f-son, 43, 168/2, 62, 52, 53, 503/1, 522, 59, 504/3, CMK 231. ve 5237 sayılı TCK 158/1-f maddesi.
15. Ceza Dairesi         2016/2169 E.  ,  2016/9762 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : TCK’nın 158/1-f-son, 43, 168/2, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet

    Dolandırıcılık suçundan sanık hakkında talep edilen uyarlama yargılaması sonucunda verilen hükmün yanlış uygulama sonucu karar verildiğinden bahisle dairemizce yapılan son bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen hükmün sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın sahibi ve müdürü olduğu şirketin çek keşide etme yasağına girmesi nedeniyle, başkasına ait kimlik kartına kendi fotoğrafını yapıştırmak ve noterden imza sirküleri çıkartarak bankaya başvurup, çek karnesi aldığı ve muhtelif kişilere çek keşide ettiği gerekçesi ile 765 sayılı TCK"nın 503/1, 522, 59 maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve ağır para cezası ile cezalandırılmasına dair karar Yargıtay Onbirinci Ceza Dairesi 11.02.2004 tarih ve 2002/13479-2004/586 sayılı ilamı ile sanığın eyleminin 765 sayılı 504/3 maddesinde öngörülen suçu oluşturduğu, ancak aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmayarak onanmasına karar verilmekle kesinleştiği, ancak; 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nunu ve 5252 sayılı TCK"nın yürürlük ve uygulama şekli hakkındaki kanunun 9 maddeleri uyarınca sanığın hukuki durumunun yeniden belirlenebilmesi bakımından dosyanın ele alınmasından sonra Yargıtay Onbirinci Ceza Dairesi 26.01.2006 tarih ve 2005/11931-2006/184 sayılı ilamı ile duruşma açılarak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği gerekçesi ile bozulmuş, daha sonra Yargıtay Onbirinci Ceza Dairesi 08.05.2009 tarih ve 2009/6739-2009/5731 sayılı ilamı ile CMK 231. madde uyarınca “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” yönünde takdir ve değerlendirmesinde zorunluluk bulunması gerekçesine dayanarak bozulmuş ve yine dairemizce 24.09.2013 tarih ve 2012/4310-2013/13920 saylı lehe yasa karşılaştırmasının 5237 sayılı TCK 158/1-f maddesi ile yapılması gerektiğinin gözetilmemesi nedenine dayalı olarak verilen bozma kararı sonrasında 5252 sayılı yürürlük ve uygulama kanunun 9/3. maddesi gereğince mahkemenin yapmış olduğu uyarlama yargılaması sonucunda takdir ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın zamanaşımı hükümlerinin uygulanmaması nedenine dayanan temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 21/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Hemen Ara