Esas No: 2015/2504
Karar No: 2015/13348
Karar Tarihi: 14.12.2015
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/2504 Esas 2015/13348 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Hakaret suçundan sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 62 ve 52. maddeleri gereğince 1500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair, Bursa 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 20/05/2010 tarihli ve 2009/1773 esas, 2010/878 sayılı kararının, Yargıtay 4. Ceza Dairesi"nin 20/09/2012 tarihli temyiz isteğinin reddine dair kararıyla kesinleşmesini müteakip, hükümlü tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin, aynı Mahkemenin 11/02/2013 tarihli ve 2009/1773 esas, 2010/878 sayılı ek kararına yapılan itirazın reddine dair, Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 21/03/2013 tarihli ve 2013/174 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31/01/2014 gün ve 35666 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/03/2013 tarihli kararı ile yargılamanın yenilenmesi talebine dair dilekçede belirtilen hususların yargılama aşamasında inceleme konusu yapıldığından bahisle talebin reddine karar verilmiş ise de Bursa 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/1773 esasına kayden görülen kamu davasının 20/05/2010 tarihli duruşmasında tanık sıfatıyla dinlenen Ayşe Küçükaltun"un, sanık ile müşteki arasında geçen konuşmanın yanında gerçekleştiğini ve sanığın müştekiye yönelik hakaret içerikli bir kelime söylemediğini beyan ettiği, tanık sıfatıyla dinlenen Güldan Özcan"ın ise anılan kamu davasının 03/03/2010 tarihli duruşmasında sanığın müştekiye hitaben cahil kadın benim çocuğum bile senden iyi iş yapar şeklinde sözler söylediğini beyan ettikten sonra Bursa 2. Sulh Ceza Mahkemesine sunduğu 29/06/2010 havale tarihli ve imzalı dilekçede, hayatında ilk kez jandarma ve mahkeme huzuruna çıktığını, hakimin kendisine dosya içerisinde ifaden var bu ifade senin mi şeklinde sorması üzerine, evet cevabını verdiğini ancak olayı anlatmak istemesine rağmen mahkeme hakiminin kendisini dinlemeye gerek görmediğini, İlker Özarslan"ın müşteki Zerrin Kaplan"a herhangi bir hakarette bulunmadığını belirttiğinin anlaşılması karşısında tanık Ayşe Küçükaltun"un beyanı da dikkate alındığında, bu durumun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 311/le. maddesi anlamında yeni delil olarak değerlendirilmesi gerektiği, sanık lehine bir durum meydana getirebileceği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I-Olay:
Hakaret suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, kararın sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 4. Ceza Dairesi"nin 20/09/2012 tarihli kararıyla, hükmün verildiği tarih itibariyle kesin olması nedeniyle temyiz isteğinin reddine karar verildiği, bu şekilde kesinleşen kararın infazı sırasında, sanık müdafiinin yeni delil ortaya çıktığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, talebin aynı mahkeme tarafından reddedilmesi üzerine, bu karara itiraz edildiği, itirazın da reddedilmesi üzerine merci kararına yönelik olarak kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Kesinleşen hükmün infazı sırasında, yeni delil ortaya çıktığı gerekçesiyle yapılan yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine dair, yerel mahkeme kararıyla, bu karara yapılan itirazın reddine dair merci kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK"nın "Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri" başlıklı 311. maddesinin (e) bendinde; “ Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun yargılamanın yenilenmesi konusunun ele alındığı 11.03.2014 tarih ve 2012/3-909 esas ve 2014/121 sayılı kararında; “Yeni olay ya da delilin yargılamanın yenilenmesi sebebi olması için aynı zamanda "önemli" de olması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile yeni deliller ve olaylar ortaya konulduklarında tek başlarına ya da önceden sunulan delillerle birlikte değerlendirildiğinde sanığın beraatini veya daha hafif bir ceza uygulanmasını gerektirecek nitelikte olmalıdır.
Yargılanmanın yenilenmesi talebinin kabule şayan olup olmadığı konusunda şekil şartının yerine getirilmesi yeterli olmayıp, ikame olunan olay ve delillerin önceden ileri sürülmeyen ve tamamen yeni nitelik taşıyan yapıda olması ve tek başına veya diğer deliller birlikte incelendiğinde hükümlü lehine değerlendirmeye ve önceki hükmü değiştirmeye mahkemeyi yönlendirecek ciddiyette bulunması gerekmektedir. Bu özelliği taşımayan iddialarla, sırf şekli unsurların yeterliliğinden bahisle yargılamanın yenilenmesinde delil toplamaya ya da bu safha aşılarak duruşmalı incelemeye yönelmek kanun koyucunun amacıyla ve olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesinin yapısıyla uyuşmamaktadır. Diğer bir ifade ile yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilmesi için kesin hükümden dönülmesini gerektirecek, duruşma açılmasını haklı ve gerekli kılacak ciddiyette yeni delil ve olayların ortaya konulması zorunludur.
Buna göre, yargılama aşamasında yerel mahkemece temas edilen, bilgi sahibi olunan, incelenen ve hüküm verilirken gözönüne alınan, temyiz aşamasında da Özel Dairece incelenip değerlendirilen bir delile ilişkin olarak yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmak mümkün olmadığı gibi, bu tür nedenlere dayalı olarak yapılan taleplerin de kabul edilmemesi gerekmektedir.
Bu nedenle, gerek ilk derece yargılamasında gerekse temyiz aşamasında ileri sürülen, yargılama makamlarının bilgi sahibi olduğu, suçun sübutu ve nitelendirmesi bakımından göz önüne alınan, bu şekilde aşamalarda değerlendirilen olay ve delillere dayalı olarak yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulması durumunda, CMK"nun 318/3. maddesi uyarınca mahkemece yargılanmanın yenilenmesi talebinin kabule değer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.” görüşlerine yer verilmiştir.
Yargılamanın yenilenmesi kurumu kesin hükme karşı öngörülen olağanüstü yasayolları arasında yer aldığından, bu yola başvurulabilmesi için ortaya konulan gerekçelerin, yeniden yargılamaya başlanmasını gerektirecek nitelik, önem ve ciddiyete sahip olması gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda, yargılamanın yenilenmesi istemi, tanık ..hükümden sonra dosyaya sunduğu dilekçesine ilişkindir. Ancak sunulan bu gerekçe, yerel mahkeme tarafından CMK’nın 311. maddesinde düzenlenen koşulları taşımadığı, tanık Güldan"ın usulüne uygun dinlenildiği, tanığın beyanından dönmesinin sanığı suçtan kurtarmaya yönelik olduğu gerekçesiyle reddedilmiş, bu karara yapılan itirazda Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yerinde görülmemiştir.
Yargılamanın yenilenmesine yönelik istemde, tanık ... hükümden sonra dosyaya sunduğu dilekçesinde ileri sürdüğü, daha önceki beyanlarını kabul etmediğine, hakaret duymadığına, kollukta verdiği ifadesinin yanlış yazıldığını sonradan farkettiğine dair beyanlarının atılı suçun işlenmediğini gösterdiği ileri sürülmüştür.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözülebilmesi için yargılama sürecindeki ifadelerin irdelenmesi gerekmektedir.
Hükümden sonra şikayetinden vazgeçtiği anlaşılan müşteki ...ürecindeki tüm beyanlarında, sanığın kendisine hakarette bulunduğunu ileri sürmüştür. Şikayetten vazgeçme dilekçesinde de, kendisine hakaret edilmediğine dair bir beyanda bulunmamıştır.
Tanık .. da, jandarma karakolunda verdiği ilk ifadesinde müştekinin iddialarını doğrulamış, sanığın hakarette bulunduğunu ileri sürmüştür. Mahkemede alınan yeminli beyanında ise aynen: “sanık benim eski patronumdur, müşteki ise beraber çalıştığımız kişidir, ben bu konuda hazırlık aşamasında verdiğim ifademi aynen tekrar ederim. Sanık benim yanımda müştekiye hakaretler etti, cahil kadın, benim çocuğum bile senden iyi iş yapar gibi sözler söyledi, ben de bunu duydum” dediği görülmüştür.
Dosya kapsamındaki bir diğer tanık A... ise, taraflarla birarada olduğu süre içerisinde sanığın hakaretine şahit olmadığını beyan etmiş, sanık ise tüm aşamalarda suçlamayı kabul etmemiştir.
Mahkeme ise tanık ..beyanıyla doğrulanan müşteki ifadelerine itibar ederek sanığın hakaret suçundan cezalandırılmasına karar vermiştir.
Bu itibarla, yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler, Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararındaki açıklamalar, soruşturma ve kovuşturma sürecindeki ifadeler ile dilekçelerdeki anlatımlara göre, yargılamanın yenilenmesine yönelik istemde ileri sürülen tanık Güldal"ın sonradan ileri sürdüğü iddiasının, Yerel Mahkemece ve bu kararı denetleyen Asliye Ceza Mahkemesince, yargılamanın yenilenmesini gerektirecek nitelik ve ciddiyette görülmemesinde, hukuka aykırılık bulunmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 14.12.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.