Esas No: 2015/75
Karar No: 2015/1879
Karar Tarihi: 10.06.2015
Resmi belgede sahtecilik - nitelikli dolandırıcılık - suç işlemek için örgüt kurma - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/75 Esas 2015/1879 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek için örgüt kurma
HÜKÜM : 1-Suç işlemek için örgüt kurma yönünden: Beraat
2-Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından: Mahkumiyet
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.02.2007 gün ve 5/46-39 sayılı kararında da açıklandığı üzere, mahkemece 5271 sayılı CMUK"nun 232/6. maddesi uyarınca başvurulması olanaklı yasa yolunun, süresinin, başvuru yapılacak merci ile başvuru şeklinin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi zorunlu olup; Mahkemenin 19.03.2009 günlü kararında başvuru süresinin başlangıcı ile şeklinin gösterilmemesi nedeniyle katılan vekilinin temyizinin süresinde yapıldığının kabulü ile yapılan incelemede;
I-Katılan vekilinin sanıklar hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçundan verilen beraat kararlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklara yüklenen, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçundan doğrudan doğruya zarar görmeyen şikayetçi Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"nın kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı, usulsüz verilmesinden dolayı hukuken geçersiz olan katılma kararının hükmü temyiz etme yetkisi vermeyeceği cihetle şikayetçi idare vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
II-Sanıklar ... ve ... hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçundan verilen mahkumiyet kararlarına yönelik katılan vekilinin ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artıran ve azaltan sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nun 7 ve 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca uygulanması gereken 765 ve 5237 sayılı TCK"nun hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçlar denetime olanak verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe Yasa belirlenmiş, hükmün açıklanmasının geri bırakılmama nedenleri de dosya içeriğine uygun olarak gösterilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan katılan vekilinin ve sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
III-Sanıklar hakkında "nitelikli dolandırıcılık" suçundan verilen mahkumiyet kararlarına yönelik sanıklar müdafilerinin ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükümleri karşısında; sanıklara yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nun 102/4 ve 104/2 maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, yüklenen suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanıklar müdafilerinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nun 102/4 , 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
IV-Sanık ... müdafiinin "resmi belgede sahtecilik" suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Sanıklardan ..."un kayınvalidesine ait sağlık karnesi kullanılarak, sanık ... "in sekreter olarak çalıştığı ... Üniversitesi Hastanesindeki doktorların imzalarını taklit suretiyle sahte reçeteler hazırlandığı iddiasıyla açılan kamu davasında; sanık ..."un 2003-2004 tarihleri arasında askerlik görevini yaptığını, sanıkları tanıdığını ancak olayla ilgisi bulunmadığını, kendisinin çalıştığı eczaneden bu reçetelerle ilaç alınmamış olduğunu savunması, terhis belgesine göre 28.01.2003- 21.11.2004 tarihleri arasında askerlik görevini yapmakta olduğunun anlaşılması karşısında; sahte belgelerin düzenlenmesi ve kullanılmasında yardım veya iştirakini gösterir diğer sanık ..."ın ifadesi dışında somut bir delil bulunmadığı, esasen ..."un da savunmasında ... ile kendisini ..."un tanıştırdığını, sağlık karnesini ..."e kendisinin teslim ettiğini, ..."in yazdırdığı reçetelerdeki ilaçları kendisinin alıp yine ..."e teslim ettiğini ancak ..."un da satılan ilaçlardan pay aldığını bildiğini beyan ettiği, belgelerin düzenlenmesi ve kullanılması aşamasına yönelik ..."un suça katılımına dair bir beyanı bulunmadığı gözetilerek, sanık ..."un savunmasının aksini ispata yeterli delil bulunmadığı ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.