Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/11342 Esas 2011/13442 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/11342
Karar No: 2011/13442
Karar Tarihi: 22.12.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/11342 Esas 2011/13442 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/11342 E.  ,  2011/13442 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANTALYA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 04/07/2011
    NUMARASI : 2010/283-2011/263

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, 442/3367 Sayılı Yasalar gereğince uygulamaya alınan ... Köyü yerleşim alanında plan gereğince oluşturulan ve köy tüzel kişiliği adına ifrazen tescili sağlanan 60 adet imar parselinin köy ihtiyar heyetince belirlenen hak sahiplerine dağıtıldığını, ancak yapılan şikayetler üzerine dağıtım yapılan kişilerden bir kısmının Köy Yerleşim Alanı Uygulama Yönetmeliğinin 11 ve 12. maddesindeki şartları taşımadığı halde hak sahibi yapıldığının tespit edildiğini, davalının da bunlardan biri olup çekişme konusu 102 ada 2 parselin davalıya tescilinin yolsuz olduğunu, bunun yanısıra 5 yıl içinde ev yapmadığını ileri sürerek, tapu iptal ve Ilıca köy tüzel kişiliği adına tescile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, çekişme konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, durumunun iyi olmaması sebebi ile ev yapamadığını, .. Köyünde otururken Antalya merkeze taşındığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının iddialarının sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, tapu iptal ve ... Köy Tüzel kişiliği adına tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 102 ada 2 parselin kayden davacıya ait olduğu, davacı Hazine vekilinin, 442 Sayılı Yasaya bazı hükümler ilave eden 3367 Sayılı Yasa gereğince uygulamaya alınan ...Köyü yerleşim alanında plan gereğince oluşturulan ve köy tüzel kişiliği adına ifrazen tescili sağlanan 60 adet imar parselinin köy ihtiyar heyetince belirlenen hak sahiplerine dağıtıldığını, ancak yapılan şikayetler üzerine hak sahibi yapılan kişilerden bir kısmının Köy Yerleşim Alanı Uygulama Yönetmeliğinin 11. ve 12. maddesindeki şartları taşımadıklarının tespit edildiğini, davalının da bu kişilerden biri olup, çekişme konusu parselin davalıya tescilinin yolsuz olduğunu, 5 yıl içinde de ev yapmadığını, anılan yanın öngördüğü hak sahipliği esas ve usullerine aykırı olarak devri gerçekleştiren ... Köyü Tüzel Kişiliği adına köy muhtarlığının tüm uyarı ve yazışmalara rağmen dava açmaması sebebi ile eldeki davanın açıldığını ileri sürerek, tapu iptal ve ... Köy Tüzel Kişiliği adına tescil isteğinde bulunduğu, mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; davada sıfat, dava konusu subjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkidir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi, kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine ait olması gerekir. Hakkın bulunduğu yerde sıfatın varlığı da kuşkusuzdur. Subjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu maddi hukuka ilişkin bir sorundur. Diğer bir anlatımla sıfat maddi hukuka göre belirlenir.
    Diğer taraftan; devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin 3367 sayılı yasanın amacına uygun olarak kullanılmak üzere köy tüzel kişiliği adına kayıt oluşturulduktan, başka bir anlatımla mülkiyet köy tüzel kişiliğine geçtikten sonra, ilgililere tahsis edilmesi ve tahsise konu bu taşınmazların anılan yasanın öngördüğü hak sahipliği esas ve usullerine aykırı olarak devrinin gerçekleştirildiği durumda, köy veya belediyenin dava açmaması halinde, taşınmazın öncesinde malik olan Hazinenin, köy tüzel kişiliğinin usulsüz yaptığı iddia edilen dağıtımın düzeltilmesini ve amacına uygun olarak kullanılmak üzere köy/belediye adına tekrar tescilini isteme hakkı ve yetkisinin bulunduğu tartışmasızdır.
    Ne var ki; getirtilen dayanak kayıtlardan, çekişme konusu taşınmazın ilk geldisi olan 1197 parselin, kadastro tespiti sırasında 23.02.1948 tarih ve 135 sıra numaralı tapu kaydına istinaden .. Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edildiği, tespitin 20.12.1977 tarihinde kesinleştiği, anılan parselin 27.12.1995 tarihinde ifraz görerek 1712 ve 1713 parsellerin oluştuğu ve ifraz parsellerinin de aynı köy adına tescil edildiği, bu ifraz parsellerinden 1712 parselin 27.12.1995 tarihinde satış suretiyle Hazineye devredildiği, 1713 parselin ise 34 parçaya ifraz edildiği, çekişme konusu 102 ada 2 parselinde bu 34 parça ifraz parsellerinden biri olup, ... Köyü Tüzel Kişiliği adına kayıtlı iken 01.10.2003 tarihinde davalıya temlik edildiği, çekişme konusu yerin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerle ilgisinin olmadığı, taşınmazın geldisinin köye ait tapulu yer olup, davacı Hazine"nin hiçbir aşamada taşınmazın maliki olmadığı gibi Hazine tarafından 3367 sayılı Yasanın öngördüğü amaçla köye de devredilmediği görülmektedir.
    Hal böyle olunca; davacı Hazine"nin dava açma hakkının bulunmaması başka bir söyleyişle aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalının belirtilen sebeplerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Hemen Ara