Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/10995 Esas 2011/13439 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/10995
Karar No: 2011/13439

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/10995 Esas 2011/13439 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada, davacılar davalılardan birinin bir binaya çok yüksek olmayan bir baz istasyonu kurduğunu ve bu nedenle mahallelerinde kanser vakalarının arttığını iddia ederek daha uygun bir yere kurulmasını talep etmişlerdir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir ancak davalı şirket vekili kararı temyiz etmiştir. Yargıtay ise, eksik ve yetersiz bilirkişi raporu kullanılarak hüküm kurulduğuna karar vermiştir ve olay yerinde yeniden keşif yapılması, ölçümler yapılması, bilirkişilerden rapor alınması ve sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden dolayı kararı bozmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun 737. ve devam eden maddeleri, komşuluk hukuku ile ilgilidir.
- Elektronik Haberleşme Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddetinin Uluslararası Standartlara Göre Maruziyet Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Kontrolü ve Denetimi Hakkında Yönetmelik, baz istasyonlarından kaynaklanan radyasyon gibi konuları düzenleyen bir yönetmeliktir. Yönetmeliğin 11. ve 12. maddeleri, ölçüm cihazlarının ve ölçüm yapacak personelin niteliklerini belirtmektedir.
1. Hukuk Dairesi         2011/10995 E.  ,  2011/13439 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : YALOVA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/06/2011
    NUMARASI : 2010/3-2011/244

    Taraflar arasında görülen davada; 
    Davacılar, davalı M."in miras bırakanına ait 183 parsel sayılı taşınmazdaki bina  çok yüksek olmadığı halde  üzerine diğer davalının baz istasyonu kurduğunu, dikkat çekmemesi için etrafının baca gibi kapatıldığını, baz istasyonu kurulduğundan beri mahallelerinde kanser vakalarının arttığını, psikolojik olarak etkilendiklerini ileri sürerek, yerleşim yeri içinde bulunan ve insan sağlığı için tehlike arz eden baz istasyonunun kaldırılarak daha uygun bir yere kurulmasına karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında maddi ve manevi tazminatta talep etmişlerdir. 
    Davalılar,  davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacıların iddialarının sabit olduğu gerekçesi ile davanın  kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan çekişmenin giderilmesi  isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne  karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacıların, davalı şirketin diğer davalılara ait 183 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yeralan ve çok yüksek olmayan binası üzerine baz istasyonu kurduğundan beri  kanser vakalarında artışlar olduğunu,  başağrısı çektiklerini, tesisin kurulduğu yerin  insanların yoğun yaşadığı yerleşim bölgelerinden olduğunu, baz istasyonlarının yaydığı elektromanyetik radyasyonun  çevre sağlığını olumsuz etkilediğini, telafisi mümkün olmayan zararlar doğabileceğini  ileri sürerek eldeki davayı açtıkları  anlaşılmaktadır.
    İddianın bu içeriği ve niteliğine göre taraflar arasındaki çekişmenin Türk Medeni Kanununun 737. ve devam eden hükümlerinde ön görülen komşuluk hukukundan kaynaklandığı açıktır.
    Hemen belirtilmelidir ki, baz istasyonu adı verilen tesislerin işletilmesi sonucu geniş halk kitlelerine yarar sağladığı ve hizmet verildiği kuşkusuzdur. Ancak bu yararın sağlanması karşısında kişilerin zarar görmesi de kabul edilemez. Buna göre, hizmetten elde edilen yarar ile bunun karşısında verilen zararın değerlendirilmesinde zorunluluk vardır. Öte yandan, hiçbir hizmetin insan yaşamı kadar önem ve öncelik taşıdığı da düşünülemeyeceği gibi yararlı bir hizmetin karşılığı olarak insanın sağlığından olması uygun bir sonuç olarak kabul edilemez. Öyleyse, böyle bir tehlikenin varlığının saptanması halinde gerekli önlemlerin alınmasının zorunlu ve kaçınılmaz olduğuda tartışmasızdır.   
    Konuyla ilgili "Elektronik Haberleşme Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddetinin Uluslararası Standartlara Göre Maruziyet Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Kontrolü ve Denetimi Hakkında Yönetmelikte"  bir kısım usul ve esasa dair düzenlemelere yer verilmiş olup, yönetmeliğin 12. maddesinde ölçüm  yapacak personelin nitelikleri belirtilmiş ve 11. maddesinde de ölçümde kullanılacak cihazların ne olacağı belirtildikten sonra nitelikleri ve özellikleri sayılmıştır.
    Somut olaya gelince; Mahkemece, çekişme konusu baz istasyonunun davacıların oturduğu bina ve civar apartmanlarda yaşayanlar için sağlık bakımından büyük endişeler taşıdığı, psikolojik olarak yaşamlarını olumsuz olarak etkilediği  gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği  görülmektedir.
    Çekişmeye konu baz istasyonunun konumu itibariyle insanların yoğun olarak yaşadıkları ve hayatlarını sürdürdükleri yer  içerisinde kurulduğu  sabittir.
    Ne var ki; mahkemece, hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişilerin  yönetmeliğin 12. maddesinde belirtilen sıfat ve vasıfları taşıdıkları, başka bir ifade ile gerekli ehliyete haiz oldukları, keşif tutanağında bilirkişilerin yönetmeliğe uygun  cihazlarla ölçüm yaptıkları belirtilmiş ve elde edilen değerlerin yönetmelikte belirtilen değerlerin altında olduğu bilirkişilerce rapor edilmiş ise de; görüşüne başvurulan bilirkişilerin her üçünün de elektrik ve elektronik konusunda uzman oldukları, tespit edilen radyasyon değerlerinin referans değerlerinin altında dahi olsa  uzun süre maruz kalınması halinde kişilere ve çevreye zarar verip vermeyeceği ve verilecek zararların neler olabileceği hususunda bilgi birikimine ve branşına sahip uzman bilirkişiye, bilirkişi heyetinde yer verilmediği anlaşılmaktadır. 
    Hal böyle olunca;  Elektronik Haberleşme Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddetinin Uluslararası Standartlara Göre Maruziyet Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Kontrolü ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesinde belirtilen niteliklere haiz bilirkişiler ile uzun süreli radyasyona maruz kalmanın insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda görüş bildirebilecek uzman kişinin de aralarında yeraldığı  bilirkişi heyeti ile birlikte mahallinde yeniden keşif yapılması,  aynı yönetmeliğin  11. maddesinde  belirtilen  ölçüm cihazları vasıtasıyla gerekli ölçümlerin yapılması, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda bilirkişilerden rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken  eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalı şirket vekilinin temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.12.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

      

    Hemen Ara