MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç eşyasının satın alınması, hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK’nın 165/1, 62, 52/2, 53, 51, TCK’nın 155/2, 62, 52/2, 53, 51 maddeleri gereğince mahkumiyet

Güveni kötüye kullanma suçundan sanık ... hakkında ve suç eşyasını satın almak suçundan sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükümleri sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık ..."ın katılana ait iş yerinde işçi olarak çalıştığı, olay günü iş yerindeki makinelerin bir kısmını diğer sanık ..."ya sattığı olayda; sanık ..."ın katılanın iş yerinde hizmet ilişkisi kapsamında işçi olarak çalıştığı, hizmet ilişkisinin verdiği yetki ile diğer sanık ...’yı iş yerine soktuğu ve bahse konu malları sattığı oluş ve dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık ...’ın eylemin hırsızlık suçunu oluşturduğundan bahisle bozma isteyen tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiş, mahkemenin sanıkların eylemleri hususundaki kabulünde isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-... Ticaret AŞ."nin genel koordinatörü olup anılan şirketi temsile yetkili olduğu anlaşılan ve katılan sıfatıyla ifadesi alınan ..."in malzemelerin kendilerine kolluk tarafından teslim edildiğini bu yüzden zararlarının olmadığını beyan etmesine rağmen sanıklar hakkında diğer şartları karar yerinde tartışılmaksızın, katılanın zararını gidermediklerinden bahisle CMK’nın 231. maddesinin yeterli ve yasal gerekçe açıklanmaksızın uygulanmaması,
2-Mahkum olduğu kısa süreli hapis cezaları ertelenen sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi uyarınca anılan yasanın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
3-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2007/10-108 E, 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda,hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, bunun gerekçelerinin gösterilmesi, dayanılan gerekçelerin de yasal olması ve dosya içeriğiyle örtüşmesi gerektiği ve mahkemece sanıklar hakkında cezaların alt sınırdan tayin edildiği belirtildiği halde, hapis cezaları alt sınırdan tayin edilmesine rağmen,adli para cezalarının gerekçe gösterilmeksizin alt sınırın üzerinde 30 gün olarak tayin edilmesi suretiyle 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanıkların sübuta dair temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.