Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2020/11136 Esas 2022/19397 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, Hidro Elektrik Santrali'nin borularının dayanıklılık açısından yetersiz olduğunu bildiği halde gerekli önlemleri almadığı için yağmurun şiddetli yağışından kaynaklı olarak boruların patlaması sonucu meydana gelen sel baskını ve heyelan nedeniyle diğer katılanlara ait arazilerin zarar görmesi nedeniyle genel güvenliği taksirle tehlikeye sokulması suçundan yargılanmış ancak mahkeme beraat kararı vermiştir. Ancak, sanığın durumunu değerlendirirken 6763 sayılı Kanun'un 12. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 75. maddesi uyarınca suça yüklenen ceza arttırımı dikkate alınmasına karar verilmiştir. Buna ilaveten, CMK'nın geçici 5. maddesinin \"hükme bağlanmış\" ibaresinin Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle temyiz davasına konu dosyalarda lehe hükümler içeren CMK'nın 251/3. maddesinin uygulanması imkanının doğması ve bu konuda mahkemesince yeniden değerlendirme yapılması zorunlu tutulmuştur. Kararda, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7/1. maddesi de yer almaktadır.

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması
HÜKÜM : Beraat

Gereği görüşülüp düşünüldü:
1-) Oluşa, yapılan keşfe, bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre; olay yerinin coğrafi-jeolojik yapısına ve iklim şartlarına uygun, dayanıklı bilimsel ve teknolojik özelliklere sahip hidro elektrik santral boruları ve yapılarının inşa edilmemesi nedeniyle, yağmurun fazla yağışından kaynaklı olarak boruların patlaması sonucu meydana gelen sel baskını ve heyelan sebebiyle katılanlara ait arazilerin zarar görmesi şeklinde gerçekleşen olayda; Hidro Elektrik Santrali yetkilisi olan ve gerekli önlemleri tam olarak almayan sanığın genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçundan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine kararı verilmesi,
2-) 1 numaralı bozma içeriğine göre de;
a- 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 12. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 75. maddesi uyarınca sanığa yüklenen genel güvenliği taksirle tehlikeye sokulması suçunun ön ödeme kapsamına alındığı nazara alınarak, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b- Dairemizin 2020/2463 Esas sayılı dosyasında 01.10.2020 tarihli kararla, somut norm denetimi yoluyla iptal istemli başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 gün ve 2020/81 Esas, 2021/4 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin "01.01.2020 tarihi itibariyle.... hükme bağlanmış ve kesinleşmiş dosyalarda ... basit yargılama usulü uygulanmaz" bölümündeki "hükme bağlanmış" ibaresinin Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38. maddesinde suçun kanuniliği ve cezanın kanuniliği güvence altına alınmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7/1. maddesinde de aynı güvencelere yer verilerek "lehe kanunun uygulanması ilkesi" benimsenmiştir.
Maddi ceza hukukuna ilişkin hükümler içeren basit yargılama usulünün "hükme bağlanmış dosyalarda" uygulanmasını engelleyen 5271 sayılı CMK.nın geçici 5. maddesinin (d) bendindeki "hükme bağlanmış" ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle temyiz davasına konu dosyalarda lehe hükümler içeren CMK.nın 251/3. maddesinin uygulanması imkanının doğması ve bu konuda mahkemesince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.12.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.