Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/6505 Esas 2016/9584 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/6505
Karar No: 2016/9584
Karar Tarihi: 15.12.2016

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/6505 Esas 2016/9584 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıkların birlikte sahte reçeteler düzenleyerek eczanelerden ilaç aldıkları ve katılan kurumu ve eczaneleri zarara uğratmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilmiştir. Sanıkların mahkumiyetine karar verilmiştir. Dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri, sanıkların eczacıları zarara uğratmak gibi bir kastlarının olmadığı, dolaylı zarar gören eczacıların sayısı hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesi gözetilerek cezalandırılmaları yerine, sanıklar hakkında tüm eczacılar yönünden ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri kurulması şeklinde yerine getirilmiştir. Resmi belgede sahtecilik suçu ise sanıkların, doktorların izinsiz isim ve kaşelerini kullanarak oluşturdukları sahte reçeteleri kullanarak eczanelere ilaç almaları sonucunda gerçekleşmiştir. İki kez sahtecilik suçundan sanıkların mahkumiyetine karar verilmiştir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri; TCK 157/1, 168/2, 62/1, 52/2, 53, 35/1-2, 204/1, 43/1, 61.
15. Ceza Dairesi         2014/6505 E.  ,  2016/9584 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-TCK"nın 157/1, 168/2, 62/1, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet (31 kez)
2-TCK"nın 157/1, 35/1-2, 62/1, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet (1kez)
3- 204/1, 43/1,62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet (2 kez)

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ... müdafii,sanık ... ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıkların birlikte sahte reçete düzenleyerek ezcanelerden ilaç alıp katılan kurum ve eczaneleri zarara uğratmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilen olayda;
1-Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyizlerin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 tarih ve 2015/11-20 esas 2016/214 kararın vurgulandığı üzere, her suç gibi dolandırıcılık suçları açısından da TCK"nun 21. maddesindeki düzenlemeye göre, failin suç kastıyla hareket etmesi bir zorunluluktur. Kast insanın iç dünyası ile ilgili bir kavramdır. Kastın açıkça ifade edilmediği durumlarda, failin dış dünyaya yansıyan davranışlarına göre belirlenmesi ve bunun için de Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 09.04.2013 tarih, E.2012/1-940, K.2013/139 sayılı kararında belirtildiği gibi "kastın var olup olmadığının ve varsa hangi suça ilişkin olduğunun failin olay öncesi, olay sırasındaki ve olay sonrası davranışları ölçü alınarak belirlenmesi gerekir."
Somut olayda,sanıklar suça konu sahte reçetelerle, katılan ... Başkanlığının kayıtlı sigortalılarının kimlik bilgilerini kullanarak, düzenledikleri sahte reçetelerle şikayetçi ve bir kısmı katılan 32 ayrı eczaneden ilaç aldıkları, şikayetleri dinlenen eczane sahipleri, ilaçları sanıklara verdiklerini, sahte reçetelere istinaden verdikleri ilaç bedellerini katılan kuruma henüz fatura etmediklerini, zararlarının 100-250 TL civarlarında olduğunu beyan etmeleri üzerine, sanıklar tarafından bu zararların karşılandığı, sanıklar esasen eczaneleri aracı kılarak, katılan ... dolandırma amaç ve niyeti içinde hareket ettikleri, nitekim eczanecilerde prosedür gereği verdikleri ilaçların bedellerini katılan kuruma fatura edip tahsil edecekleri, ancak sanıkların verdikleri reçetenin sahte olduğunu anlayan bir eczacının sanıkları yakalatması ve olayın çevrede duyulması üzerine, tüm eczane sahiplerinin de sanıklardan aldıkları sahte reçeteleri tespit edip, haklarında şikayetçi oldukları anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalar karşısında, sanıkların kastı, eczacıları zarara uğratmak olmadığı, dolandırılmak ve zarara uğratılmak istenilenin, katılan ... olduğu, fakat sanıkların yakalanması üzerine eylem, teşebbüs aşamasında kaldığı, bu durumda sanıkların her bir eczacıya karşı zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden eczacılara yönelik suç kastından söz edilemeyeceği, sanıkların eyleminin katılan kuruma yönelik zincirleme suretle nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğu, buna göre, dolaylı zarar gören eczacıların sayısı hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesi gözetilerek 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesinde sayılan cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler içinde sanıkların cezalandırılması yerine, yazılı şekilde tüm eczacılar yönünden sanıklar hakkında ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri kurulması,
2-Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizinin incelenmesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin, sanık ... müdafii ve sanık ...’nin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıkların, doktorlar ... ve ..."in isim ve kaşelerini kullanarak oluşturdukları sahte reçeteleri, farklı tarihlerde yaptıklarına dair kesin delil bulunmadığı ancak eczanelere farklı zamanlarda verdikleri, böylece sanıkların her iki doktor adına aynı zamanda oluşturulan sahte reçeteleri, farklı zamanlarda eczanelere verdiklerinin anlaşılması karşısında, hazırlanan sahte belge sayılarıda nazara alınarak hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesi gözetilerek 5237 Sayılı TCK’nın 61. maddesinde sayılan cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler içerisinde sanıkların zincirleme tek eylem kabul edilerek mahkumiyetleri gerekirken, her iki doktor adına hazırlanan reçetelerle ilgili, iki kez sahtecilik suçundan yazılı şekilde mahkumiyetlerine hüküm verilmesi,
Kabule göre de;
Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ... müdafii, sanık ... ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








Hemen Ara