Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakan babaları M.S."nın maliki olduğu 1 parseldeki 46 nolu bağımsız bölüm ile 20 parsel sayılı taşınmazı mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla davalı eşi R.ye satış suretiyle muvazaalı temlik ettiğini, R."nin yaşlılığından ve hastalığından yararlanarak diğer davalı F."in anılan taşınmazları hibe ve satış suretiyle üzerine geçirdiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali tescil veya tenkis isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı F., iddiaların yersiz olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
Davalı R. vasisi;F. tarafından taşınmazların temlikinin geçersiz olduğundan iptali ile R. adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, temliki işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı F. S. vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.12.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat .... ile temyiz edilenler vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ....un tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, tescil, veya tenkis isteklerine ilişkin olup mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, miras bırakanın, çekişmeli taşınmazları mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı eşi R.’ye temlik ettiği, diğer davalı F.’inde durumu bilen konumunda olduğu kanıtlanmak, suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. O halde davalı F.’in sair temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine;
Ancak, 20 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu oluştuğu ve imarla paydaş kılınan belediyeye ait payın davalı F. tarafından satın alındığı halde bu payında davalı Remziye’den intikal etmiş gibi kabul kapsamına alınmış olması doğru değildir. Diğer taraftan dava konusu 1 parsel sayılı taşınmazdaki davaya konu bağımsız bölüm numarasının hüküm fıkrasında belirtilmemiş olması da isabetli değildir.
Davalı Fikret’in bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.