Kamu malına zarar verme - kamu kurum ve kuruluşlarındaki eşya hakkında hırsızlık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2015/10615 Esas 2016/9513 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/10615
Karar No: 2016/9513
Karar Tarihi: 14.12.2016

Kamu malına zarar verme - kamu kurum ve kuruluşlarındaki eşya hakkında hırsızlık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2015/10615 Esas 2016/9513 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2015/10615 E.  ,  2016/9513 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kamu malına zarar verme, kamu kurum ve kuruluşlarındaki eşya hakkında hırsızlık
    HÜKÜM : Sanıklar ... ve ... hakkında;
    1- TCK"nın 142/1-a, 143/1, 62 ve 53/1-2-3. maddeleri
    gereğince mahkumiyet
    2- TCK"nın 152/1-a, 62 ve 53/1-2-3. maddeleri
    gereğince mahkumiyet
    Suça sürüklenen çocuk ... hakkında;
    1- TCK"nın 142/1-a, 143/1, 31/3 ve 62. maddeleri
    gereğince mahkumiyet
    2- TCK"nın 152/1-a, 31/3 ve 62. maddeleri
    gereğince mahkumiyet

    Kamu kurum ve kuruluşlarındaki eşya hakkında hırsızlık ve kamu malına zarar verme suçlarından sanıkların ve suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar ve suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Geceleyin işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan bir dava açılmamış ise de, bu hususta zamanaşımı süresinde işlem yapılması mümkün görülmüştür;
    5395 sayılı Kanun"un 3/a-2 maddesine göre kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk ... için suça sürüklenen çocuk ifadesinin kullanılması gerekirken sanık ifadesinin kullanılması mahallinde düzeltilebileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
    1- Sanıklar hakkında kamu malına zarar verme ve nitelikli hırsızlık suçlarından, suça sürüklenen çocuk hakkında ise nitelikli hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
    Suça sürüklenen çocuğun hırsızlık suçunu geceleyin işlemiş olması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 17.09.2013 tarih ve 2013/2-499-375 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinin 3. fıkrasında dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâllerinin de göz önünde bulundurulacağı belirtilmiş olup, buna göre dava zamanaşımının hesaplanmasında esas alınacak hapis cezasının üst sınırının suç tarihinde yürürlükte olan aynı kanunun 143. maddesi gereğince 6 yıl 8 ay olacağı da dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-d ve 66/2. maddeleri gereğince asli dava zamanaşımının 10 yıl, kesintili zamanaşımının ise 15 yıl olacağından, zamanaşımı sürelerinin gerçekleşmediği belirlenerek yapılan incelemede;
    Sanıklar ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ..."ın, suç tarihinde gece saat 02:00 sıralarında ... Belediyesine ait garaja kapı kilitlerini kırmak suretiyle girdikleri, garaj içerisinde depo olarak kullanılan bina kapı kilidini de kırdıktan sonra, belediyeye ait otobüs bilet ücretlerinin saklandığı dolabın kilidini kırıp içerisinde bulunan 838,30 TL bozuk parayı aldıkları, yine garaj içerisinde ... Belediyesine ait .... plaka sayılı motosikleti de alarak olay yerinden uzaklaştıkları anlaşılmakla; mahkemenin sanıkların ve suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıkların herhangi bir sebebe dayanmayan, suça sürüklenen çocuk müdafiinin sübuta ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
    2- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
    Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 152/1-a maddesindeki kamu malına zarar verme suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, 05/05/2011 olan hüküm tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 66/2. maddelerinde öngörülen ve lehe olan 5 yıl 4 aylık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 14/12/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.













    Hemen Ara