Esas No: 2015/8040
Karar No: 2015/1829
Karar Tarihi: 09.06.2015
Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/8040 Esas 2015/1829 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 08.05.2014 gün ve 2014/9308/31693 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 21.05.2014 gün ve KYB.2014/181781 sayılı ihbarnamesi ile;
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçundan sanık ...’nün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 206/1, 62/1 ve 52/1-2. maddeleri uyarınca 1.500 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin .... Sulh Ceza Mahkemesinin 25/09/2013 tarihli ve 2012/46 esas, 2013/702 sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 147/1-a. bendinde "Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür." hükmü ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21. maddesinde "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Muhtar, ihtiyar heyeti azalan, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar." ve aynı Kanunu’nun 35. maddesinde yer alan, “(1) Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. (2) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır." maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin kimlik bilgilerini doğru bildirme yükümlülüğünün olduğu, adresin kimlik bilgilerinden sayılmayacağı, kimlik bilgileri hususunda yanlış bildirim olması durumunda 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine kararın tebliğ edilebileceği, duruşmada adres ile ilgili yanlış beyanın sonraki herhangi bir işlemin icrasını güçleştirmediği, bu şekilde sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki istem yerinde görüldüğünden, .... Sulh Ceza Mahkemesinin 25.09.2013 gün ve 2012/46 esas, 2013/702 sayılı kararının CMK"nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca karar verilmesi mümkün görüldüğünden, sanığın, "muhafaza görevini kötüye kullanmak" suçundan yapılan yargılaması sırasında mahkeme huzurunda alınan savunmasında adresini yanlış beyan etmekten ibaret eyleminde, yüklenen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunun unsurları itibariyle oluşmadığından sanığın beraatine, cezanın çektirilmemesine, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.