Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/6495 Esas 2022/3571 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/6495
Karar No: 2022/3571
Karar Tarihi: 15.06.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/6495 Esas 2022/3571 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2021/6495 E.  ,  2022/3571 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.12.2019 tarih ve 2017/277 - 2019/483 sayılı kararı
    Suç :Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Silahlı terör örgütüne üye olma, Nitelikli dolandırıcılık
    Hüküm : 1- Sanık ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan; CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca verilen beraat kararına ilişkin katılan vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi,
    2- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,
    , ..., ..., ..., ..., ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanun'un 3-5/1, TCK'nın 62, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine, katılan vekilinin istinaf taleplerinin reddine,
    3- Sanıklar ..., ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3-5/1, TCK'nın 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
    kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine,katılan vekilinin istinaf taleplerinin reddine,
    4- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca verilen beraat kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine, katılan vekilinin istinaf taleplerinin reddine,
    5-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,
    ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan ilk derece mahkemesinin mahkumiyet hükümlerinin kaldırılarak, sanıkların CMK 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine
    6-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan; CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca verilen beraat kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddi,
    Ek Karar: Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen kararlara ve sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararlarına ilişkin katılan vekilinin temyiz başvurusunun reddine,
    Temyiz Edenler : Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,
    ..., ..., ... ve sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ..., ... (Binici), ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,...,..., ..., ...,..., ... müdafileri, Katılan ..., Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı
    Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    I- Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanıklar ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet, sanık ... hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik sanıklar müdafileri, sanık ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan ... vekilinin temyiz başvuruları ile ilgili olarak yapılan incelemede;
    a-) Sanık ... ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan verilen beraat hükmüne ilişkin olarak anılan suçun niteliği itibariyle İstanbul Muhakemat (Hazine) Müdürlüğünün suçtan doğrudan doğruya zarar görmediğinden davaya katılma hakkı bulunmayan ve davaya katılmasına ilişkin verilen kararlar da hukuki değerden yoksun olup hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden,
    b-) Sanıklar ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin sanıklar müdafiinin temyiz istemleri yönünden;
    İstinaf mahkemelerinin Türk yargı sistemine dahil olmasıyla kanun yolu yargılamasında yeni bir anlayışı benimseyen kanun koyucunun, hem maddi olay hem de hukuki denetim yapacak olan istinaf başvurusunda sebep gösterme zorunluluğu öngörmezken (5271 sy. CMK madde 273/4), incelemesi hukuki denetimle sınırlı (CMK madde 294/2) olan temyiz yolunda; mülga 1412 sayılı CMUK'tan (madde 305.) da farklı şekilde, re'sen temyiz tercihinden vazgeçerek, temyiz davasını açan ve sınırlayan temyiz dilekçesinde/layihasında temyiz edenin hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini/temyiz sebeplerini göstermek zorunda olduğunu (CMK madde 294/1) şart koşmuş ve temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermemesi durumunda; tıpkı başvurunun süresi içinde yapılmaması, hükmün temyiz edilemez olması ya da temyiz edenin buna hakkı bulunmaması hallerinde olduğu gibi usulüne uygun açılmış bir temyiz davasından bahsedilemeyeceğinden temyiz isteminin reddedilmesini (CMK madde 298) emretmiş (F.Yenisey-A.Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku sh. 923, Centel-Zafer Ceza Muhakemesi Hukuku sh. 826, C.Şahin-N.Göktürk Ceza Muhakemesi Hukuku sh.278) olmasına, anılan Kanunun 289. maddesinin, usulüne uygun açılmış bir temyiz davasının "sınırlı inceleme ilkesinin" bir istisnasını teşkil etmesine (F. Yenisey-A. Nuhoğlu, age sh. 905), şartları ve usulü açık bir şekilde ortaya konulmak şartıyla (AİHM Galstyan/Ermenistan Başvuru No; 26986/03 15.01.2007 t.) öngörülen usul şartlarına uyulmaması sebebiyle kanun yolu başvurusunun reddedilmesinin bu hakkın ihlali sonucunu doğurmayacağının (AİHM Sjöö/İsveç Başvuru No; 37604/97) da istikrar kazanmış yargısal kararlarla kabul edilmesine nazaran; sanıklar müdafiinin 28.01.2021 tarihli temyiz dilekçelerinin temyiz sebeplerini içermediği anlaşıldığından,
    c-) Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne ilişkin sanık müdafinin temyiz istemleri yönünden; gerekçeli kararın sanık müdafiine usulüne uygun olarak 02.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği, sanık müdafiinin CMK’nın 291/1 maddesinde öngörülen 15 günlük süreden sonra 11.03.2021 tarihinde temyiz başvurusu yaptığı anlaşıldığından,
    Temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca ayrı ayrı REDDİNE.
    II-) Katılan ... vekilinin; sanıklar ..., ... ile diğer tüm sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen hükümler ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz talebinin reddine dair ek karara ilişkin temyiz istemleri yönünden;
    İddianame kapsamına göre 2013-2015 yıllarında ÖSYM sınav komisyonunda yer alarak hazırlanan soruları örgüt mensuplarına sızdırdığı iddia olunan sanık ...
    Tergip'in, soruları hangi örgüt mensubuna sızdırdığının ve soru verilen örgüt mensuplarının bu sınavlara istinaden kamu görevine atanıp atanmadığı belirlenemediğinden suç tarihinin 2015 yılı olarak kabulünde zorunluk bulunmasına göre;
    Katılan ... (Hazine) Müdürlüğünün; tüm sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen hükümlere yönelik istinaf taleplerinin, suçun niteliği gereği suçtan doğrudan zarar gören sıfatı ve davaya katılma hakkı bulunmadığından ve davaya katılmasına ilişkin verilen karar hukuki değerden yoksun olup hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararı CMK'nın 286/2-g maddesi gereğince kesin olup, temyizi kabil kararlardan olmaması nedeniyle bölge adliye mahkemesi tarafından verilen 11.02.2021 tarihli temyiz taleplerinin reddine dair ek kararın usul ve kanuna uygun bulunduğundan ONANMASINA,
    Diğer temyiz talepler ile ilgili olarak temyizin reddi nedenleri bulunmadığından duruşma isteminin değerlendirilmesine ve işin esasına geçildi;
    Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... (Binici), ..., ... müdafilerinin duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından, sanık ... ... müdafiinin ise duruşmalı inceleme isteminin, ilk derece ve bölge adliye mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    III-) Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; sanıklar ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında kurulan mahkumiyet, aynı suçtan sanıklar ..., ..., ... hakkında kurulan beraat hükümlerine ilişkin temyiz istemleri yönünden;
    Karar gerekçesinde kullanıcı tespit raporuna göre sanık ... tarafından kullanıldığı değerlendirilen 61856 ID numaralı ByLock tespit ve


    değerlendirme tutanağı yerine ID belirlenemeyen tespit tutanaklarının kabule alınması, mahkumiyete esas alınan diğer delillerin atılı suçun sübutu, vasfının tayini ve cezanın şahsileştirilmesi açısından yeterli olduğu görülmüş, diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu anlaşılmakla, sanıklar ..., ..., ...’un ByLock kullanıcısı olduğuna ilişkin ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ile ilgili olarak eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı, sanıklar ..., ..., ... ile ilgili olarak yüklenen silahlı terör örgütüne üye olma suçunun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğu anlaşılmakla; sanıklar ..., ..., ..., ... ve sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafileri ile bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK'nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddiyle beraat ve mahkumiyet hükümlerinin ONANMASINA,
    IV) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... (Binici), ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçunda kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... Fatih
    Kesmeci, ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümlerine ilişkin temyiz istemleri ile ilgili olarak;
    A- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümleri yönünden;
    İlk derece mahkemesince kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine karar verilen sanıklar hakkında bölge adliye mahkemesince duruşma açılmaksızın yapılan istinaf incelemesi neticesinde CMK’nın 280/2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin mahkumiyet hükümlerinin kaldırılarak sanıkların CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Olayla ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
    Bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma:
    Madde 280 – (1) Bölge adliye mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra;
    a) İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
    g) Diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına,
    Karar verir. 
    (2) (Ek: 18/6/2014-6545/77 md.) Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddeder veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar.
    Yargıtayca davanın esasına hükmedilecek hâller, hukuka aykırılığın düzeltilmesi
    Madde 303 – (1) Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir:
    a) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse.
    Hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi, özü itibariyle uyuşmazlık hakkında maddi ve hukuki yönleri tekrar ele alınarak yeni bir karar verilmesi anlamına geldiğinden bir tür “ıslah”tır.(Yenisey İstinaf ve tekrar Kabulü sh.189,Centel/Zafer Ceza Muhakemesi Hukuku sh 359) Esas itibariyle istinaf kanun yolunda aslolan bozma yerine ıslahtır.Bu şekilde ıslah olunan karar, bir bütün
    olarak yeni bir karar olmayıp ilk derece mahkemesi kararında tespit olunan maddi ve/veya hukuki meseleye ilişkin hataların düzeltilmesi sonucunda ortaya çıkan ve ilk derece mahkemesi kararı üzerine bina edilen kısmi bir hükümdür.(Birtek Fatih Ceza Muhakemesinde İstinaf sh.235)
    Hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı, kural olarak ilk derece mahkemesi kararı üzerine bina edilen, incelenen kararda kısmi değişiklik yapılarak veya yeni bir hüküm fıkrası eklenerek verilen bir karardır.
    Ancak ilk derece mahkemesinin hükmü mahkumiyet iken, İstinaf mahkemesi duruşma açılmasına ihtiyaç duymaksızın CMK 303/1-a maddesi gereğince beraat kararı verip hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine kararı vermiş ise bu kararın hüküm niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
    Bu itibarla CMK 280/1-a,b,c maddesi kapsamında duruşma açılmaksızın verilen istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine ilişkin kararın, maddi vakıanın belerlenmesi bakımından yeni delil ikamesini veya mevcut delillerin yeniden takdir edilmesini gerektirmeyen hallerle sınırlı olduğunun kabulü gerekmektedir. Doktrinde de, CMK m. 280/1-a (CMK m. 303/1-a) hükmü uyarınca “olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması” gerekçesiyle hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı, bu türden durumlarda duruşma açılması ve bir öğrenme yargılaması yapılması gerekeceği görüşü savunulmaktadır.(Kaymaz Seydi Ceza Muhakemesinde İstinaf sh.132, Balcı/Öztürk Ceza Yargılamasında İstinaf ve Temyiz sh 165)
    Yargıtayın CMK m. 193/2 (ve CMK m. 223/9) hükmünün uygulanmasında derhal beraat kararı verilmesi) bakımından dahi “delil takdiri gereken hallerde” savunma alınmaksızın ve sanık sorguya çekilmeksizin beraat kararı verilemeyeceğini kabul ettiği nazara alındığında CMK m. 280/1-a hükmü kapsamında duruşma açılmaksızın ve delil takdiri yapılmaksızın sadece dosya üzerinden inceleme yapılarak sanığın savunması alınmaksızın mahkumiyet kararı verilebileceğini kabul etmenin ceza muhakemesinin temel ilkelerine aykırı olacağı izahtan varestedir. (Birtek Fatih Ceza Muhakemesinde İstinaf sh.235)
    Şu hale göre istinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesince verilen mahkumiyet hükmünü maddi vakıanın sübutu yönünden isabetli bulmakla birlikte, sübutu kabul edilen maddi vakıaya bağlanan hukuki neticenin hatalı olduğunu düşünmekte, mesela eylemin kanunda suç olarak düzenlenmediği ya da suç olmaktan çıkarıldığı kanaatinde ise incelenen hükmün bütünü kaldırılmaksızın sadece hukuki meselenin çözümüne ilişkin mahkumiyet yerine beraat kararı verebilecektir. Yerleşik Yargıtay uygulaması da böyledir.
    Bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen mahkumiyet kararlarının istinaf edilmesi üzerine, delillerin hatalı değerlendirildiği mülahazasına istinaden 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin kanıtlanamaması gerekçesiyle duruşma açılmaksızın sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    B- ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçunda kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz istemleri yönünden;
    5726 sayılı Tanık Koruma Kanununun 9/8. maddesi uyarınca tek başına gizli tanık beyanının hükme esas alınamayacağı nazara alınarak; sanıkların silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına organik bağla katılarak süreklilik çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunduklarına ilişkin maddi gerçeğin şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması açısından, UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında sanıklar hakkında herhangi bir beyan yahut bilgi olup olmadığı araştırılıp bulunması halinde temin edilmesi, dosyada mevcut sanık ... hakkında beyanda bulunan ...’nın istinabe suretiyle alınan ancak gerekçede değerlendirilmeyen beyanı ile temyiz aşamasında geldiği anlaşılan sanık ... hakkındaki sabit/ankesörlü hat inceleme raporunun ve sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında beyanları bulunan ... ...’ın teşhis ve ifade tutanaklarının CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada okunup tartışılması, bu kişilerin ve tespit edilmesi halinde diğer tanıkların usulüne uygun olarak tanık sıfatıyla dinlenmelerinden sonra sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    C-..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçunda kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz istemleri yönünden;
    5726 sayılı Tanık Koruma Kanununun 9/8. maddesi uyarınca tek başına gizli tanık beyanının hükme esas alınamayacağı nazara alınarak; sanıkların silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına organik bağla katılarak süreklilik çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunduklarına ilişkin maddi gerçeğin şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması açısından, UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında sanıklar hakkında herhangi bir beyan yahut bilgi olup olmadığı araştırılıp bulunması halinde temin edilmesi, gerekirse bu şahısların da tanık olarak beyanlarının alınması, tüm dellilerin CMK’nın 217. maddesi gereğince duruşmada okunup tartışılmasından sonra sanıkların hukuki durumunun takdir ve değerlendirilmesi, başkaca delil elde edilememesi halinde sanıkların eylemlerinin örgüte yardım suçunu oluşturup oluşturmayacağının karar yerinde değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    D-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... (Binici), ... ve ... hakkında silahlı
    terör örgütüne üye olma suçunda kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz istemleri yönünden;
    5726 sayılı Tanık Koruma Kanununun 9/8. maddesi uyarınca tek başına gizli tanık beyanının hükme esas alınamayacağı nazara alınarak;
    Yargıtay Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; "ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı"nın kabul edildiği gözetilmekle,
    ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanıkların, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, buna dair delilin atılı suçun vasfının tayini açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme raporları ile ByLock sorgu tutanağına göre sanık ... tarafından kullanıldığı tespit edilen 148262 ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının getirtilmesi, UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında sanıklar hakkında herhangi bir beyan yahut bilgi olup olmadığı araştırılıp bulunması halinde temin edilmesi, ayrıca temyiz aşamasında geldiği anlaşılan ... ve ... hakkındaki sabit/ankesörlü hat inceleme raporu ile sanıklar ... ve ... (Binici), hakkında beyanda bulunan ...ın teşhis ve ifade tutanaklarının CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada okunup tartışılması, bu kişi ve tespit edilmesi halinde diğer tanıkların usulüne uygun olarak tanık sıfatıyla dinlenmelerinden sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve taktiri gerekirken, yetersiz ByLock sorgu tutanaklarına dayanılarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    E- Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz istemleri yönünden;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas 2017/3 sayılı kararında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olduğunun kabul edildiği ve sanık adına kayıtlı olan adsl hattın üzerinden kullanıldığı tespit edilen 61856 ID numaralı ByLock hesabının sanığın eşi ... tarafından kullanıldığına ilişkin kullanıcı tespit raporu gözetilerek;
    Maddi gerçeğin şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması açısından, UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında araştırma yapılarak sanık hakkında herhangi bir beyan yahut bilgi olup olmadığı araştırılıp bulunması halinde temin edilmesi, gerekirse bu şahısların tanık olarak beyanlarının alınması, dosyada mevcut olmakla birlikte okunup tartışılmak suretiyle hükme esas alınmayan ve kullanıcı tespit raporuna göre sanık tarafından kullandığı değerlendirilen 369927 ID numaralı ByLock tespit değerlendirme tutanağının CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada okunup tartışılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    F- Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçunda kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz istemleri yönünden;
    Sanık ve müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Sanığın temyiz aşamasında 30.05.2022 tarihinde sunduğu dilekçe ile etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini bildirmesi karşısında, öncelikle sanığın duruşmada hazır edilerek etraflıca beyanları alınıp, vereceği bilgilerin örgüt içerisindeki kaldığı süre, örgütsel faaliyet ve konumuna uygun faydalı bilgiler olup olmadığı, eldeki bilgilerle örtüşüp örtüşmediği ilgili birimlerden sorulup değerlendirilerek sonucuna göre hakkında 5237 sayılı TCK'nın 221/4-2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasında zorunluluk bulunması,
    G- Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçunda kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz istemleri yönünden;
    Yapılan UYAP sorgulamasında, sanık hakkında Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin halen derdest olan 2021/208 esas sayılı dosyasında silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçundan açılmış davanın bulunduğu anlaşılmakla, mükerrer yargılama ve cezalandırılmanın önlenilmesi amacıyla silahlı terör örgütüne yönetici ve üye olma suçunun temadi eden suçlardan olması ve aleyhe bozma yasağının ceza miktarına münhasır bulunması nazara alınarak; anılan dosyanın aslı veya onaylı suretlerinin getirtilip incelenerek imkan bulunduğu takdirde dava dosyalarının birleştirilmesine karar verilip kesinleşmiş olması durumunda ise dosyanın aslı veya Yargıtay denetime olanak verecek şekilde onaylı örneği dosya arasına alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlerdirmek suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... (Binici), ..., ..., ..., ..., ...
    , ..., ... müdafileri ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden sair yönleri incelenmeyen, hükümlerin bu sebeplerden dolayı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık ...’nun tutuklulukta geçirdiği süre, bozma nedeni, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumu gözetilerek tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/2-b. maddesi uyarınca bozma sebeplerine göre ve usul ekonomisi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara