Taraflar arasında görülen davada;
Davacı Belediye; 253 Ada, 21 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin, İpsala Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/211 Esas, 435 sayılı kesinleşen hakem kararı ile İpsala Belediyesine aidiyetinin tespit edildiğini, anılan hakem kararında hazinenin de taraf olduğunu, buna rağmen Toprak ve Tarım Reformu çalışmaları çerçevesinde dağıtıma tabi tutulamayacağını, Belediye sınırları içerisinde yer alan hazine arazilerinin de Toprak ve Tarım Reformu Bölge Müdürlüğüne devrinin mümkün olmadığını ileri sürerek, hazine adına olan tapu kaydının iptali ile belediye adına tesciline, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; iptal ve tescil davasının kabulüne, hakemde mülkiyetin aidiyetinin tespitine karar verildiğini, hakem kararı ile tespit edilen mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi davası açıldığı, dava tarihi itibariyle elatmanın önlenmesini talep hakkı bulunmadığı, iptal tescile ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra elatmanın önlenmesine talep hakkının doğacağı gerekçesiyle elatmanın önlenmesi davasının reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Asıl dava; belediye tarafından Hazine ve Tarım Reformu Bölge Müdürlüğü aleyhine yöneltilen elatmanın önlenmesi, birleşen dava ise tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece; birleşen tapu iptal ve tescil davasının kabulüne, elatmanın önlenmesine ilişkin asıl davanın ise reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı belediye tarafından hakemde açılan dava sonucunda 26.12.1997 tarih, 1997/211 Esas, 1997/435 sayılı kararla çekişmeli taşınmazın mülkiyetinin belediyeye ait olduğunun saptanmasına karar verildiği, itiraz üzerine anılan kararın 31.03.2008 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 11.06.2001 tarihinde açıldığı görülmektedir.
Hemen belirtmek gerekir ki, 3533 Sayılı Yasa değişikliğe uğramadan önce; 5519 Sayı Yasanın 1. maddesinde öngörüldüğü üzere taşınmazların sicile tescilinde Genel Mahkemelerin görevli olması hali hariç, 3533 Sayılı Yasanın 1. maddesi kapsamındaki tüm kamu kurum ve kuruluşlar arasındaki çekişmelerin niteliği ne olursa olsun hakem mahkemesi sıfatıyla çözüme bağlanması gerekmekte idi. Ne varki, 3.7.2003 tarihinde kabul edilip 19.7.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı yasanın 24. maddesiyle 3533 sayılı yasanın 4. maddesi hükmü değiştirilmiş, taşınmazın aynı ile ilgili çekişmeler bu maddenin kapsamı dışına çıkartılarak çekişmelerin genel mahkemelerde çözüme kavuşturulacağı hükme bağlanmıştır. Bir başka söyleyişle taşınmazın aynına yönelik çekişmelerde 4916 Sayılı Yasa değişikliği ile hakemin görevi son bulmuştur.
Bilindiği üzere; görev kuralı kamu düzeni ile ilgili olup mahkemelerce davanın her aşamasında kendiliğinden (res’en) gözetilmesi gereken bir usul kuralıdır. Öte yandan yasal düzenlemelerle sonradan yürürlüğü konulan usul hükümlerinin özellikle mahkemelerin görevini belirleyen kuralların kesinleşmemiş eldeki davalarda da uygulanacağı açıktır.
Bu hale göre; değinilen açıklamalar ve ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, hakem kararına yönelik itirazın karara bağlandığı tarihte 3533 Sayılı Yasanın 4. maddesi değişikliğe uğradığından hakem kararının ve buna bağılı itirazın reddi kararının kesinleştiği söylenemez. Öyleyse, mahkemenin görevsiz hakem kararını hükmüne dayanarak yapması doğru değildir.
Hal böyle olunca; işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması yerinde değildir.
Belediye ve Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3/2.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.