Dolandırıcılık - sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/10053 Esas 2016/9465 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/10053
Karar No: 2016/9465
Karar Tarihi: 13.12.2016

Dolandırıcılık - sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/10053 Esas 2016/9465 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanığın dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarını işlediği, sahte bir çeki kullanarak bankadan para çektiği ve suçlu bulunduğu belirtilmiştir. Mahkeme, sanık hakkında TCK'nın 158/1-f-son, 62, 53, 204/1, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet hükmü vermiştir. Temyizde, sanık müdafii tarafından itirazlarda bulunulmuştur. Ancak, yapılan yargılama sonucunda mahkemenin kararı doğru bulunmuştur. Dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde, adli para cezasının tayininde haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde hesaplama yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından kurulan hükümde, güvenlik tedbirlerinin alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde uygulanmaması gerektiği vurgulanmıştır. Kanuna aykırı olan bu hususlar nedeniyle hüküm bozulmuş ancak yeniden duruşma yapılmadan düzeltilebilir nitelikte olduğundan hüküm düzeltilerek onanmıştır. Kanun maddeleri ise TCK'nın 158/1-f-son, 62, 53, 204/1, 52, ve 53. maddeleridir.
15. Ceza Dairesi         2014/10053 E.  ,  2016/9465 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik
    HÜKÜM : Sanık hakkında TCK"nın 158/1-f-son, 62, 53, 204/1, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet

    Dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın, keşidecisi müşteki ... adına sahte imza ile oluşturulan...Bankası ... şubesine ait ... seri nolu İstanbul 31.12.2009 keşide tarihli 6.500 TL’lik kimden aldığını açıklayamadığı sahte çeki ...’ya vererek kullandığı şeklinde gerçekleşen eyleminin dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarını oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde; 5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (i) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin TCK"nın 158/1-f-son maddesi gereğince temel ceza belirlenirken doğrudan haksız elde olunan yararın iki katının esas alınması suretiyle yazılı şekilde uygulama yapılması,
    Dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından kurulan hükümde; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “13.000 TL” ve “10.833 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, sırasıyla “650 gün“, “541 gün” ve “10.820 TL“ adli para cezası ibarelerinin eklenmesi ve hüküm fıkrasında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Hemen Ara