Dolandırıcılık - sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/8651 Esas 2016/9439 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/8651
Karar No: 2016/9439

Dolandırıcılık - sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/8651 Esas 2016/9439 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, ortağı olduğu mağurdan ayrıldığı sırada kendisine verilen sahte bir çek ile dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlemiştir. Sanık mahkum edilmiştir. Ancak adli para cezası hesaplanmasında hatalar yapılmış, ve sanık hakkında hak yoksunluğu uygulaması doğru yapılmamıştır. Bu nedenle hüküm bozulmuş, dolandırıcılık suçu için verilen ilk iki bendin çıkarılması ve üçüncü bendin adli para cezasının gün olarak belirlenmesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Sahtecilik suçu için verilen hüküm ise onanmıştır. Karşı oyda, sanığın suça konu çeki mağdur ile aralarındaki ortaklığın sona erdirilmesi sırasında verdiğini belirttiği ve mağdurun da doğruladığı göz önüne alınarak, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşup oluşmadığının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir.
Kanun maddeleri: TCK’nın 204/1, 62, 53 ve 51/1-3. maddeleri (sahtecilik suçu için), TCK’nın 158/1-f-son, 35, 62, 52/2-4, 53 ve 51/1-3. maddeleri (dolandırıcılık suçu için), TCK'nın 52. maddesi (adli para cezası hesaplanması), TCK'nın 53/1. maddesi (hak yoksunluğu uygulaması).
15. Ceza Dairesi         2014/8651 E.  ,  2016/9439 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik
    HÜKÜM : 1-Sahtecilik suçundan; TCK’nın 204/1, 62, 53 ve 51/1-3. maddeleri uyarınca mahkûmiyet 2-Dolandırıcılık suçundan; TCK’nın 158/1-f-son, 35, 62, 52/2-4, 53 ve 51/1-3. maddeleri uyarınca mahkûmiyet

    Nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanığın mahkûmiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
    Sanığın, ortağı olan mağdur ..."dan ayrıldığı sırada keşidecisi ... görünen 17.000,00 TL bedelli tamamen sahte üretilmiş çeki ona vermek suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın savunmalarında, çeki ciro etmeden mağdura verdiğini kabul etmesine rağmen, kendisine veren kişinin açık kimlik ve adres bilgilerini veremediği gibi ticari ilişkiye kanıt oluşturabilecek fatura veya makbuz da sunamadığı anlaşıldığından, eyleminin resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suçun sübut bulmadığına, eksik incelemeyle karar verildiğine ve kendisine haksız yere ceza verildiğine ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1-TCK’nın 158/1-f-son maddesine göre adli para cezasının, aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, elde edilen haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel gün birim sayısı üzerinden belirlenip, artırım ve indirimlerin yapılmasından sonra elde edilen sonuç gün birim sayısının, 20-100 TL arasında tespit edilecek bir gün karşılığı para miktarı ile çarpılması suretiyle tayin edilmesi gerekirken, temel cezanın gün olarak belirlenmesinden sonra bu defa cezanın haksız menfaatin iki katından az olamayacağı belirtilerek, bu miktara yükseltilmesinden sonra indirim oranının bu meblağ üzerinden yapılması suretiyle fazla ceza tayini,
    2-Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, TCK"nın 53/1. maddesinin (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi altsoyu yönünden hiçbir şekilde uygulanamayacağının gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün görüldüğünden, dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde yer alan ilk iki bendin tamamen çıkarılması ile üçüncü bentte yer alan “34.000,00 TL” ve teşebbüs hükümlerin uygulandığı kısımda bulunan “17.000,00 TL” ile TCK’nın 62. maddesinin uygulandığı bölümde yer alan “14.166,00 TL” ibarelerinin çıkarılarak yerlerine sırasıyla “1700 gün”, “850 gün” ve “708 gün” adli para cezası terimlerinin eklenmesi, ayrıca bu bentlerden sonra gelecek şekilde “Hükmolunan adli gün para cezasının sanığın sosyal ve ekonomik durumu da nazara alınarak TCK’nın 52/2. maddesi gereğince beher günü takdiren 20,00 TL hesabı ile paraya çevrilerek, 14.160,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ifadesinin eklenmesi ile her iki hükümde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin kısımların çıkarılarak yerlerine "Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasında yer alan a, b, c, d, e bentleri ve aynı maddenin 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.12.2016 tarihinde dolandırıcılık suçu yönünden kısmen oyçokluğu ile, sahtecilik suçundan kurulan hüküm bakımından ise oybirliğiyle karar verildi.

    Karşı Oy;

    Nitelikli dolandırıcılık suçundan dolayı failin, önceden doğmuş bir zarar veya borç için hileli davranışlarda bulunması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı ilkesinden hareketle; sanığın suça konu çeki mağdur ile aralarındaki ortaklığın sona erdirilmesi sırasında verdiğini belirtmesi ve mağdurun da onu doğrulaması karşısında; sanık ile mağdur ...’in yeniden beyanlarına başvurularak, çekin cari hesap ilişkisinin (başlangıçta verilen sermaye ve alacak veya borca ilişkin hesap) kapatılması dolayısıyla verilip verilmediğinin sorulması ve buna dair ortaklık sözleşmesi ile taraflar arasındaki alacak ve borç ilişkisine dair belgelerin getirtilmesi sonucunda, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşup oluşmadığı da değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle kurulan nitelikli dolandırıcılıktan dolayı hükmün bozulması gerektiğini düşündüğümüzden, sayın çoğunluğun sanığın mahkumiyetine ilişkin hükmün düzeltilerek onanmasına dair görüşlerine muhalifiz.





    Hemen Ara