Esas No: 2014/8567
Karar No: 2016/9431
Karar Tarihi: 12.12.2016
Dolandırıcılık - sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/8567 Esas 2016/9431 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Savcılık tarafından açılan dava sonucunda, sanıklar dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından yargılanmışlardır. Mahkeme, bazı sanıkların beraatine karar vermiş ancak diğer sanık hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkumiyet kararı vermiştir. Ancak, keşide edilen çeklerin sahte olduğunun ortaya çıkması nedeniyle, bankanın bu dava ile bir ilgisi olmadığı ve dolayısıyla suça doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle, bankanın temyiz etme hakkı olmadığı belirtilmiştir. Diğer sanıkların da suça dahil olduklarına dair yeterli delil bulunmadığından dolayı beraat kararı verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, TCK'nın 204/1, 62, 53, 158/1-f-son, 52/1-4, 1412 sayılı CMUK'un 317 ve 321. maddeleri uygulanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik
HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında;
a)Sahtecilik suçundan; TCK’nın 204/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
b)Dolandırıcılık suçundan; TCK’nın 158/1-f-son, 62 ve 52/1-4 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
2-Sanıklar ..., ... ve ... haklarında dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından ayrı ayrı beraatlarına
Nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanıklar ..., ..., ...’ın beraatına dair hükümler katılanlar vekillerince; sanık ...’nin mahkûmiyetine ilişkin hüküm ise katılan ... vekili ile sanık ... tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanık ...’nin,...Ticaret şirketinden aldığı mobilya karşılığında ... şubesine ait keşidecisi ... olarak görünen ... seri numaralı 15.000,00 TL bedelli çek ile ... Bankası şubesine ait keşidecileri ... şeklinde yazılan 324256 numaralı, 30.11.2006 keşide tarihli ve 9.000,00 TL bedelli ve 324257 no’lu, 31.12.2006 tarihli ve 9.300,00 TL bedelli çekleri ... Ticaret şirket yetkilisi olan ..."a ciro ederek verdiği, bu sırada yanlarında Patara şirketinin yetkilisi olan sanık ...’in de bulunduğu, ..."ın da çeki ciro ederek ..."e verdiği, onun da katılan ...’ın yetkilisi olduğu şirkete ciro ettiği, bu şekilde sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1-... A.Ş vekilinin sanıklar....ve ... haklarında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerine; katılan ... vekilinin ise ... hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik yapmış olduğu temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Keşidecileri.... ve... olarak görünen ve tamamen sahte olarak üretildiği anlaşılan çeklerden dolayı sanıklara yüklenen resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından doğrudan doğruya zarar görmeyen şikâyetçi bankanın kamu davasına katılma hakkının bulunmaması nedeniyle hükümleri temyiz etme yetkisinin olmadığı; öte yandan katılan ... vekilinin 06.11.2012 günü kendisine tebliğ edilen hükme yönelik süresinde vermiş olduğu 13.11.2012 ve 14.11.2012 tarihli temyiz dilekçelerinde, sanık ... hakkında kurulan hükümlere ilişkin temyiz talebinin bulunmamasına rağmen, adı geçen sanık hakkındaki beraat hükümlerini süresinden sonra vermiş olduğu 10.12.2012 günlü dilekçeyle temyiz ettiği anlaşılmakla, şikayetçi banka vekili ile katılan vekilinin vaki temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanıklar ... ve ... haklarında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan ... vekili tarafından yapılan temyiz itirazlarının incelemesinde;
Suça konu çekleri ticari faaliyetleri kapsamında kullandıkları anlaşılan sanıkların cezalandırılmalarına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, suçların sübut bulduğuna ve beraat kararlarının kanuna aykırı olduğuna ilişkin katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
3-Sanık ... hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik katılan ... vekili ile sanık ... tarafından yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Beraatlarına karar verilen sanıklar...ve ...’in, sanık ... ile birlikte hareket ettiklerine dair delil bulunmaması karşısında, UYAP ortamından yapılan araştırmada...Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 11.05.2012 tarih, 2012/189 sayılı iddianamesi ile ..."in, ... Bankası ... şubesine ait ... seri numaralı 30.11.2006 keşide tarihli, 9.000,00 TL bedelli ve 324257 seri numaralı 31.12.2006 keşide tarihli, 9.300,00 TL bedelli sahte olarak oluşturulmuş çekler ile birlikte diğer çekleri kendi adına ciro ederek mağdur ..."a verdiği iddiasıyla sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kamu davası açıldığı ve .... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 19.12.2012 tarih ve 2012/160-253 sayılı kararı ile sanığın, resmi belgede sahtecilik suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, dolandırıcılık suçundan ise, önceden doğan borca karşılık ...’a verildiğinden yasal unsurları oluşmadığından beraatına hükmolunduğu; bahse konu kararın vaki temyizi üzerine Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 11.10.2016 tarih ve 2015/8019 E, 2016/6071 K. sayılı ilamı ile bozulduğu, yine .... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/304 Esas ve .... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2012/202 Esas sayılı dosyalarında da benzer şekilde resmi belgede sahtecilik suçlarından yargılandığının anlaşılması ile failin, önceden doğmuş bir zarar veya borç için hileli davranışlarda bulunması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı ilkesinden hareketle; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün ve 2013/11-397-2014/202 sayılı kararında açıklandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu ve fiil tarihleri de dikkate alınarak, sanığın eylemlerinin her biri yenilenen suç işleme kararıyla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal edilmesi suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, söz konusu dava dosyalarının mümkünse mevcut dava ile birleştirilmesi, aksi halde özetlerinin duruşma tutanağına geçirilip, bu davayı ilgilendiren onaylı örneklerinin intikal ettirilerek, diğer sahtecilik suçlarının tarihleri de nazara alınarak, tek suç olup olmadığı ile zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması, öte yandan, .... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 19.12.2012 tarih ve 2012/160-253 sayılı kararına konu sanığın eyleminin, somut olaydaki eylemle aynı olması da dikkate alındığında, iddianamelerde şikâyetçilerin farklı gösterilmesinin davanın taraflarının farklı olduğunu göstermeyeceği, diğer davada önceden doğan borç nedeniyle sanık hakkında beraat hükmü verildiği, söz konusu dosyada... ve... numaralı çeklerin de (somut olayda verilen ... Bankası’na ait çekler) menfaatin temin edilmesinden sonra verildiğinin belirlendiği, ...’a ait çekin de bu çeklerle birlikte ciro edildiği, bu durumda diğer dosyadaki bilgi ve belgeler ile toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek, çeklerin önceden doğan borç karşılığında verilip verilmediğinin tespiti (dolayısıyla dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmadığı) ile elde edilen diğer bilgi ve belgeler doğrultusunda sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan ... vekili ile sanık ...’nin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 12.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.