Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/8613 Esas 2016/9424 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/8613
Karar No: 2016/9424
Karar Tarihi: 12.12.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/8613 Esas 2016/9424 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıklar dolandırıcılık suçundan mahkum edilmiştir. Sanıklar, bir kredi sözleşmesinde şikayetçiyi kefil gösterip, sahte imzayla haksız yere 1.000 TL tüketici kredisi almışlardır. Ancak, diğer kefilin imzasıyla banka tarafından kredi kullandırılmasının mümkün olduğu ve yasal unsurların oluşmadığı gözetilmeden, sanıkların mahkumiyetine hükmedilmiştir. Sanıkların adli para cezasının belirlenmesinde yapılan yanlışlık da gerekçe gösterilerek, hükmün BOZULMASINA karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- TCK'nın 158/1-j-son, 62, 52/2-4 ve 53 maddeleri
- 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi
- 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi
15. Ceza Dairesi         2014/8613 E.  ,  2016/9424 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Sanıklar hakkında TCK" nın 158/1-j-son, 62, 52/2-4 ve 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
    Sanıklardan ...’ın, ..... Bankası ... şubesinden çektiği tüketici kredisine ilişkin 05.01.2007 tarihinde imzaladığı sözleşmede şikayetçi ...’i kefil gösterdiği, sanık ...’ın da sözleşmedeki kefil kısmını şikayetçinin yerine sahte olarak imzaladığı, bu şekilde haksız yere 1.000,00 TL tüketici kredisini almak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; sanıkların aşamalardaki savunmalarında, iki adet kredi sözleşmesi hazırladıklarını, birisinde kefil olarak ...’ın yer aldığını, şikayetçinin önce kabul ettiğini, ancak sonrasında imzalamaktan vazgeçmesi üzerine diğer sözleşmeyi kullanmayı düşündüklerini, ancak...’ın yanlış sözleşmeyi imzaladığını, kaldı ki, banka tarafından ...’in kefil olarak görünmesinde sorun olduğunun belirtilmesi üzerine ...’un da kefil sıfatıyla sözleşmeye imza attığını, diğer kefil kısmını silmesi gereken görevlinin silmediğini ifade ederek suçlamaları kabul etmemeleri ve çekilen kredi miktarının 1.000,00 TL olmasına rağmen, kefillerin 2.000,00’er TL’ye kadar sorumluluklarının bulunduğunun sözleşmede yer alması ile ...’un kefaletinin gerçek olması yanı sıra kefil olarak gösterilen ...’e ait nüfus cüzdanının bankaya ibraz edilmesi nedeniyle görevlinin yapacağı basit bir incelemeyle kefil sıfatıyla imzası bulunan kişinin şikayetçi olmadığını açıkça anlayabileceği, ayrıca sahte olarak atılan kefil imzası bulunmasa bile çekilen kredi miktarı da dikkate alınarak diğer kefil ...’nın imzasıyla banka tarafından her hâlükârda kredi kullandırmasının mümkün olması, söz konusu imzanın kredinin kullandırılması için zorunlu olmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanıkların beraatları yerine, yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmolunması,
    Kabule göre de;
    TCK’nın 158/1-f-son maddesine göre adli para cezasının, aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, elde edilen haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel gün birim sayısı üzerinden belirlenip, artırım ve indirimlerin yapılmasından sonra elde edilen sonuç gün birim sayısının, 20-100 TL arasında tespit edilecek bir gün karşılığı para miktarı ile çarpılması suretiyle tayin edilmesi gerekirken, temel cezanın gün olarak belirlenip indirim yapıldıktan sonra bu defa cezanın haksız menfaatin iki katından az olamayacağı gerekçe gösterilerek, bu miktara yükseltilmesinden sonra indirim oranının bu meblağ üzerinden yapılması suretiyle fazla ceza tayini,
    Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 12.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara