Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden paydaş olduğu 1 sayılı parsel üzerinde yeralan evini de davalı çocuklarının haksız yere oturduklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın davacıya intikalinin uyuşmazlık konusu olduğu ve davalıların fuzuli şagil olmadıkları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava; çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerinde yeralan evi davalı çocuklarının haksız yere işgal ettiğini ileri sürerek davacının eldeki davayı açtığı, davalıların, dava konusu yerin dedelerinden kaldığı, davacıya intikalinin muvazaalı olması sebebi ile bir kısım mirasçılar tarafından açılan davaların kabulle sonuçlandığı savunmasını getirdikleri, yargılama sonunda mahkemece, taşınmazın öncesinde davalıların dedesine ait olup, mülkiyetinin uyuşmazlık konusu olduğu, davalıların yasal mirasçı olarak taşınmazdan yararlandıkları gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; elatma bir haksız eylemdir ve elatmanın önlenmesi davası, haksız eylemi gerçekleştiren kişi yada kişiler aleyhine açılır.
Somut olayda; davacı kayıt maliki olup, çapın iptale kadar geçerli olacağı kuşkusuzdur.
Öte yandan; mahkemenin kabulünün aksine bir an için taşınmazın davacıya muvazaalı olarak intikal ettirildiği kabul edilse dahi, davalılar, davacının çocukları olup, mirasçılık sıfatını henüz kazanmamışlardır.
Hal böyle olunca; taşınmaz davalılar tarafından muvafakate dayalı olarak kullanıldığına ve dava açılmakla muvafakat geri alındığına göre, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.