Esas No: 2011/11352
Karar No: 2011/12852
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/11352 Esas 2011/12852 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2011
NUMARASI : 2010/3-2011/265
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, ... Mahallesi, ...Sokak, Yapı Kooperatifi, 9. Cadde, 356. Sokak, No: 50 Batıkent adresinde bulunan kayden malik oldukları mesken vasıflı taşınmazı davalının haksız yere işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, dava konusu ev kendisine ait iken, davacılar ile dava dışı kızının kandırarak elinden aldıklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kayden davacılara ait taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmadan elattığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava; çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu kat irtifakı kurulu 5 nolu bağımsız dubleks meskenin 1/2 payına 21.12.2001 tarihli satışa istinaden davacı Z.ın, 1/2 payına ise 19.02.2009 tarihli satışa istinaden diğer davacı B.A.Ö."in malik oldukları, davacılar; anılan taşınmazı 04.07.2009 tarihinden beri davalının haksız yere işgal ettiğini, bu hususta 3091 Sayılı Yasa gereği Kaymakamlığa da şikayette bulunulduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve her biri için ayrı ayrı 1.000,00.-TL olmak üzere toplam 2.000,00.-TL ecrimisilin faizi ile birlikte tahsili istekli eldeki davayı açtıkları, mahkemece yargılama neticesinde elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, her iki davacının ecrimisil isteklerinin ise kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacıların kayden paydaş olduğu çekişme konusu bağımsız meskene, davalının haklı ve geçerli bir neden bulunmaksızın müdahale ettiği saptanmak suretiyle, elatmanın önlenmesine ve davacı B. A. Ö. yönünden bilimsel verilere uygun olarak belirlenen ecrimisile karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Ancak; davacılardan Z. dava konusu taşınmaza 21.12.2001 tarihinden beri paydaş olduğu halde, eski eşi olan davalının kullanımına uzun süre ses çıkarmamış, dava tarihine kadar da bir ihtar da göndermemiştir. Bu durumda, davalı ile davacı Z. arasında Borçlar Kanunu"nun 299. ve takip eden maddelerinde öngörüldüğü üzere şifahi olarak ariyet akdi yapıldığı ve aynı yasanın 304. maddesi gereğince de davacının, dava açmakla muvafakatini geri aldığı, başka bir deyişle feshederek akde son verdiği kabul edilmelidir.
Hal böyle olunca; davacı Z. yönünden ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi, karar ilam harcının, elatmaya konu taşınmazın değeri ile hüküm altına alınan ecrimisilin toplamı üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken, yalnızca ecrimisil üzerinden harca hükmedilmiş olması da isabetsizdir.
Davalı vekilinin belirtilen sebeplerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK."un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.