Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/11026 Esas 2011/12809 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/11026
Karar No: 2011/12809
Karar Tarihi: 15.12.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/11026 Esas 2011/12809 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/11026 E.  ,  2011/12809 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KIRKLARELİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 12/04/2011
    NUMARASI : 2008/617-2011/318

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, miras bırakan M. N.’ın kayden maliki olduğu 19 ada 26 parsel sayılı taşınmaza komşu parselden davalının pis su sızmasına yol açarak müdahale ettiğini, odunlukta iki büyük delik açarak zarar verdiğini ileri sürerek çekişmenin giderilmesine ve 7.000,00 YTL tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında, odunlukta açılan delikler ve tazminat isteği bakımından davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
    Davalı, dava konusu taşınmaza müdahalesi olmadığını, evinin pis su ve foseptiğinin davacı yerine bir zararı bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın davalıya ait evin foseptik çukurundan sızan sular nedeniyle zarar gördüğü, taraflar arasındaki çekişmenin davalıya ait taşınmazın kanalizasyona bağlanması ve foseptik çukurunun kapatılması suretiyle giderilebileceği, davacının diğer istemlerinden feragat ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi, çekişmenin giderilmesi ve tazminat isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 19 ada 26 parsel sayılı taşınmazın kayden davacının miras bırakanı M.N.’a ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığı, komşu 19 ada 15 parsel sayılı taşınmazın ise kayden davalının miras bırakanı .Ç.’e ait olduğu anlaşılmaktadır.
    Davacı, davalının komşu parselden tuvalet ve foseptikten pis su akıtmak suretiyle müdahale ettiğini, tesisatını şehir kanalizasyonuna bağlamayarak zarar verdiğini, odunlukta delik açtığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, yargılama sırasında delik açılması ve tazminat isteklerinden feragat etmiştir. Bilindiği üzere; çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet: geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir.
    O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır.
    Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur.
    Somut olayda; yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
    Şöyle ki, mahkemece, yapılan uygulamalar sonucunda elde edilen bilirkişi raporları doğrultusunda üçüncü kişinin mülkiyetinde olan kanalizasyona bağlantı yapılmak suretiyle sonuca gidilmiş, davalı kanalizasyonunun genel kanala bağlanması imkanı olup olmadığı araştırılmamış, diğer çözüm yolları üzerinde durulmamıştır.
    Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular gözetilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, mahallinde yeniden üç kişiden oluşan uzman bilirkişiler kurulu aracılığıyla keşif yapılarak, uygulama ve araştırmayı gösterir, denetime elverişli rapor alınması, bilirkişi raporlarında açıklanan çözümlerin hangisinin uygun olacağının değerlendirilerek, çözümün ona göre belirlenmesi, davalının foseptik çukurunun genel kanalizasyona bağlanma imkanının araştırılarak mümkün olup olmadığının ortaya konulması, genel kanalizasyona bağlanma imkanı yoksa diğer çözüm yollarının tespit edilerek en uygun olan çözüm yolunun bulunması ile böylece, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Hemen Ara