Esas No: 2011/9877
Karar No: 2011/12807
Karar Tarihi: 15.12.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9877 Esas 2011/12807 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : MADEN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/03/2011
NUMARASI : 2006/34-2011/42
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı, Maden Devlet Hastanesinin Sağlık Bakanlığına tahsis edilmek üzere 5283 sayılı Yasa uyarınca davalı hazineye devrinin yapıldığını, taşınmazda bulunan lojman binasının 5283 sayılı Yasa kapsamında olmadığını ileri sürerek lojman binasının bulunduğu kısmın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın davacı kurum ile ilgisi olmayıp hibe suretiyle hazine adına tescil edildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada ise, kayden maliki olduğu 388 ada 34 parsel sayılı taşınmazın Etibank ve Sosyal Sigortalar Kurumu arasında yapılan sözleşme ile 99 yıllığına davalı Sosyal Sigortalar Kurumuna kiralandığını, bu yönde tapu senedine şerh düşüldüğünü, taşınmazın daha sonra hibe suretiyle Hazine adına tescil edildiğini, 5283 sayılı Yasa uyarınca sağlık birimleri Sağlık Bakanlığına devredildiğinden Maden ilçesinde Sosyal Sigortalar Kurumunun hiçbir faaliyeti kalmadığını, irtifak amacına uygun kullanım bulunmadığını ileri sürerek irtifak hakkının terkinine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın 5283 sayılı Yasa ile davalıya temlik edilmediği, hazinenin yeri üçüncü kişiden hibe suretiyle edindiği, taşınmazı halen davacı Sosyal Sigortalar Kurumunun kullanmadığı, 04.06.1973’te tesis edilen irtifak hakkının menfaatleri tamamen kaybettiği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, 5283 sayılı Yasaya dayalı tapu iptali ve tescil isteğine, birleşen dava ise kurum lehine oluşturulan irtifak hakkının terkini isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının (Sosyal Sigortalar Kurumunun) çekişme konusu 388 ada 34 parsel sayılı taşınmazda hiçbir zaman mülkiyet hakkına sahip olmadığı, baştan beri yerin hazine adına kayıtlı bulunduğu, 17.05.1973 tarihli protokol dahilinde 06.06.1973 tarihli akitle SSK lehine 99 yıllık irtifak hakkı tesis edildiği anlaşıldığına göre, tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacı Sosyal Güvenlik Kurumunun bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davacının (birleşen davanın davalısının) diğer temyiz itirazlarına gelince; Etibank ile Sosyal Sigortalar Kurumu arasında 28.12.1972 tarihli protokol esasları doğrultusunda 17.05.1973 tarihinde yapılan protokol ile; Camikebir mahallesi, Şeşkel mevkili, 40.884. m2.lik taşınmazın ifraz edilerek 10.000. m²"lik kısmının müessese adına ayrı bir tapusu alınarak bu gayrimenkul üzerine Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü lehine 99 yıl müddetle irtifak hakkı tesisinin kararlaştırıldığı, dava konusu 388 ada 34 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına 06.06.1973 tarihli akitle irtifak şerhinin tesis edildiği görülmektedir.
Bilindiği üzere; irtifak hakları yasa gereği (mahkeme kararı) veya sözleşme ile kurulabilir. Somut olayda, 17.05.1973 tarihli protokolün 3. maddesi hükmüne göre, halen üzerinde lojmanlar bulunan taşınmazın SSK (SGK) kurumunca, üzerinde lojman yapılarak kurum temsilcilerine tahsisi amacıyla irtifak hakkı tesis edildiği, ana taşınmazdan ifrazından sonra bu yere SSK tarafından lojman yapıldığı anlaşılmaktadır.
Anılan protokoller ve akitte, bu binaların yalnızca sağlık hizmetinde çalışanlara özgülenebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Doğaldır ki, kurumun sağlık dışında başka sıfat ve nitelik taşıyan temsilcileri ve personeli de mevcut olup, anılan lojmanlar bu amaçla tasarrufa uygun durumdadır. Olaya bu açıdan yaklaşıldığında, 17.05.1973 tarihli protokol ve sözleşme (akit) de yer alan irtifak hakkının terkinini gerektiren bir husus bulunmadığı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; irtifak hakkının terkini istekli birleşen davanın da reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacı (birleşen davanın davalısının), bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.