Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12267 Esas 2011/12805 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/12267
Karar No: 2011/12805

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12267 Esas 2011/12805 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/12267 E.  ,  2011/12805 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MUŞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 01/07/2010
    NUMARASI : 2009/224-2010/791

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, 1295 sayılı İstimlak Kararnamesi uyarınca 1954 yılında kamulaştırması yapılan Muş-Başhan yolunun 0-220 km. leri arasındaki kamulaştırma alanına davalının yapılanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve yapıların yıkımına karar Verilmesini istemiştir.
    Davalı, bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın 1295 sayılı İstimlak Kararnamesi uyarınca kamulaştırmasının yapıldığı, bu şekilde yol olarak belirlenen yere davalının yapılanmak suretiyle müdahale ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.                                       Dava, Karayolları Genel Müdürlüğünce açılan elatmanın önlenmesi ve yıkım  isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 154 ada 32 parsel sayılı taşınmaz kapsamı dışında kalan ve karayolu üzerinde bulunan 19.06.2009 tarihli bilirkişi raporu ve ekli krokide ‘pano yeri’ ve ‘kantar yeri’ olarak gösterilen kısımlar bakımından yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.  Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Davalının öteki temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere, 2942 sayılı Kamulaştırma Yasanın 25. maddesi hükmü uyarınca, kamulaştırma işlemlerinin tamamlanması ile mülkiyetin kamulaştıran idareye geçeceği öngörülmüş iken, anılan maddeyi değiştiren ve 24.04.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4650 sayılı yasanın 14. maddesi ile, mülkiyetin kamulaştıran idareye intikali tescil koşuluna bağlanmıştır.
    Öte yandan; 743 sayılı Medeni Yasanın 633. ve 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 705. maddelerinde de, kamulaştırma işlemi ile ilgili mülkiyetin tescilden önce kazanılacağını bildirmekle beraber, tasarruf işlemlerinin yapılabilmesini mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlamıştır. Türk Medeni Yasasının 999. maddesi de (eski 912. madde), “özel mülkiyete tabi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan (somut olayda, Muş-Bitlis karayolu) taşınmazlar, bunlara ilişkin tescili gerekli bir ayni hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydolunmaz. Tapuya kayıtlı bir taşınmaz, kayda tabi olmayan bir taşınmaza dönüşürse, tapu sicilinden çıkarılır” hükmüne amirdir.
    Eldeki davada, söz konusu yerle ilgili sicil halen davalı adına kayıtlı olup, bu kayıt yolsuz dahi olsa, hukuksal varlığını henüz korumaktadır ve iptale kadar geçerli sayılır.
    Yargıtay HGK.nun 2005/8-22 esas, 2005/64 karar sayılı ilamında da bildirildiği üzere, dava açmak da tasarrufi bir işlem kabul edildiğine göre, uyuşmazlığın sağlıklı bir sonuca ulaştırılabilmesi ve davanın görülebilir bir nitelik kazanması bakımından davalı adına var olan kaydın yolsuz olup olmadığının, bu anlamda kamulaştırma işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığının açıklığa kavuşturulması, bunun sonucu olarak idareye söz konusu kaydın kütükten terkini imkanının tanınması, diğer bir deyişle bu konuda dava açması için önel verilmesi, açıldığı taktirde mahkemece terkin isteğinin kabulü ya da reddi yönünde verilecek karar doğrultusunda eldeki davanın hükme bağlanması gerekeceği kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan şekilde bir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın 154 ada 32 parselin mülkiyet alanında kalan ve 19.06.2009 tarihli bilirkişi raporu ile ekli krokide 94.81. m2. olarak gösterilen bölüm bakımında da yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir.
    Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  15.12.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara