Esas No: 2014/11393
Karar No: 2016/9331
Karar Tarihi: 08.12.2016
Resmi belgede sahtecilik - nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/11393 Esas 2016/9331 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Nitelikli dolandırıcılık suçundan; TCK"nın 158/1-h-son, 62, 52/2-4 ve 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Resmi belgede sahtecilik suçundan; TCK"nın 204/1, 62/1 ve 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
...Tic. Ltd. Şirketi yetkilisi olan sanığın,... Şubesinin müşterisi olup şirket ile banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca anılan şirket adına kredi kullandığı ve kredi borçlarına karşılık 09/01/2009 tarihli, 30.000 TL bedelli, 14/01/2009 tarihli 40.000 TL bedelli, 21/01/2009 tarihli 30.000 TL bedelli, 17/01/2009 tarihli 16.000 TL bedelli, 05/02/2009 tarihli, 20.000 TL bedelli toplam 5 adet müşteri çeklerini şirket kaşesi ve imzası ile ciro ederek verdiği, çeklerin bankaya ibrazı üzerine bedellerinin ödenmediği, bunun üzerine banka tarafından çek keşidecisi firmalar ve çeklerin lehdarı olup ciro ile veren sanığın şirketi aleyhine icra takibi başlattığı, sanığın .... İcra Müdürlüğünün 2009/3848 Esas ve 2009/3846 Esas sayılı takip dosyalarına çeklerin arkasındaki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı, imzanın ıslak imza olmadığı ve çeki elinde bulunduran Bankanın meşru hamil sayılamayacağı gerekçesiyle İcra Hukuk Hakimliği"ne itirazda bulunduğu somut olayda,
Sanığın yetkilisi olduğu adı geçen şirket ile katılan banka arasında farklı tarihlerde çok sayıda kredi sözleşmesi olduğu ve bu sözleşmelere teminat olarak farklı tarihlerde çok sayıda benzer şekilde çekler verildiği, bu çeklerin büyük çoğunluğunun ödendiği, ayrıca suça konu çekler nedeniyle yapılan icra takibine itiraz üzerine icra takiplerinin durmadığı, çekler üzerindeki imzalı kaşenin şirkete ait olduğunun kabul edildiği, tüm bu hususlar dikkate alındığında, sanığın suça konu çekleri dolandırıcılık kastıyla bankaya verdiğinin sabit olmadığı, sahtecilik yönünden ise suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, bu nedenlerle sanığın atılı suçlardan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.