Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 634 parsel sayılı taşınmazına komşu 662 sayılı parsel maliki davalının buğday ekip, ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi, ağaç, tel, çit vs."nin yıkımı ile ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.
Davalı, davacı taşınmazına müdahalesinin bulunmadığını, kendi taşınmazını 4 defa ölçtürdüğünü ve kendisine gösterilen sınırlara göre kullanıldığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davalının, davacıya ait 634 parsel sayılı taşınmazının 970 m²"lik bölümüne müdahale ettiğinin keşfen saptandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile elatmanın önlenmesine, telin kaldırılmasına ve müdahaleye konu taşınmaz bölümünün davacıya teslimine karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 634 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, komşu 662 sayılı parselin ise davalı adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, maliki olduğu 634 sayılı parseline, davalının buğday ekmek ve ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Bilindiği üzere; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının yada kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşfe hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra belirlenen bu durum gözönünde tutularak hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkça gösteren kroki ve rapor alınmalıdır. Somut olayda; mahkemece yapılan uygulama sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun krokisiyle uyumlu olmadığı gibi, ölçümün ne şekilde yapıldığının açıklanmadığı, bu haliyle hükme yeterli ve elverişli olmadığı görülmektedir.
O halde, yukarıda değinilen ilkeler gözetilerek yerinde uygulama yapılmak suretiyle, harita mühendisi sıfatını taşıyan uzman bilirkişiden; takeometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun ölçüm yaptırılarak, çekişmeli taşınmaza davalının müdahalesinin olup olmadığı, varsa miktarı ve niteliği konusunda kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirleme içeren ve çelişkileri giderir biçimde rapor ve kroki alınması, toplanan ve toplanacak olan delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.