Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/10944 Esas 2011/12776 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/10944
Karar No: 2011/12776
Karar Tarihi: 15.12.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/10944 Esas 2011/12776 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalıların adına kayıtlı olan taşınmazın vakıf kapsamında kaldığını ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini iddia ederek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Bazı davalılar, taşınmazın vakfedilen yerlerden olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Daire, dava konusu taşınmazın niteliği gereği kamu malı olduğunu belirlemiştir. Bu nedenle, zilyetlikle iktisap edilemeyecek olan taşınmazların, kadastro tespitlerine karşı kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını belirtmiştir. Mahkeme, çekişmeli taşınmazın vakfiye kapsamında kalıp kalmadığı ve vakfiye de bu taşınmaza yer verilip verilmediği saptanmadığı için eksik incelemeyle karar verildiğine karar vermiştir. Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesine rağmen, dava reddedilmiştir. Kanun maddeleri olarak 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 117. maddesi ve 743 sayılı Medeni Kanunun 81/B maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi belirtilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2011/10944 E.  ,  2011/12776 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı , davalılar adına kayıtlı 226 parsel sayılı taşınmazın ... kapsamında kaldığını ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalılardan bazıları, dava konusu taşınmazın vakfedilen yerlerden olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Davanın reddine dair verilen karar Dairece " kendisine husumet tevcih edilen Senem"in çekişmeli taşınmazda paydaş olduğu ve dava tarihinden önce ölü olduğu tespit edilerek hakkında açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı; ancak niteliği gereği kamu malı olduğu saptanan ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 117. maddesi hükmü gereğince (743 sayılı Medeni Kanunun 81/B mad.) zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan taşınmazların kadastro tespitlerine karşı kesinleşme tarihinden itibaren 3402 Sayılı yasanın 12/3 . maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı mahkemece çekişme konusu taşınmazın vakfiye kapsamında kalıp kalmadığı ve münhasıran vakfiye de bu taşınmaza yer verilip verilmediği saptanmadığı gibi; niteliği bakımından da hak düşürücü sürenin uygulanmasına elverir şekilde bir yapıya sahip olup olmadığı yönünden de bir araştırma yapılmadığı, eksik incelemeyle hüküm kurulmasının doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

    -KARAR-

    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle mahkemece yapılan yazışmalardan çekişmeli taşınmazın sahih niteliğindeki davacı vakfın vakfiyesi kapsamında kalmakla birlikte vakfedilen taşınmazlardan olmadığı anlaşıldığına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün (6100 sayılı HMK."nın geçici 3.maddesi yollamasıyla) HMK."nın 436.maddesi uyarınca ONANMASINA, 15.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara