Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 14 parsel sayılı taşınmaza davalının bina yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve bedeli karşılığı binanın kendisine bırakılmasını istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedilip, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve bina bedelinin ödenmesi isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan deliller ile, imar uygulaması sonucu oluşan kayden davacıya ait çekişmeli 14 parsel sayılı taşınmazdaki binayı, davalının, haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın kullandığı belirlenerek, elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak, çekişmeli 14 sayılı parselin imar uygulaması sonucunda oluştuğu ve üzerindeki binanın imar uygulamasından önce davalının miras bırakanı İ.E. tarafından yapıldığı belirlenmiş ise de, imar öncesi parsellerde davalının ve ya miras bırakanı İ. E."nın mülkiyet ya da sınırlı bir ayni hakkının veya tahsisten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşıldığına göre, 3194 sayılı İmar Kanunun 18. maddesinin davalı yararına uygulanmasına, diğer bir deyişle, muhtesatın kaim bedelinin davalı tarafa ödenmesine yasal olarak olanak yok ise de, davacının, dava dilekçesinde el atmanın önlenmesi isteği yanında Yargıtay içtihatlarına göre yapıldığı tarihteki bedeli karşılığı binanın kendisine bırakılmasını istediği gözetildiğinde, davacının, binanın yapıldığı tarihteki rayiç değeri üzerinden ödeme yapmaya razı olduğunun kabulü gerektiği açıktır.
Bu durumda, Mahkemece, talep gözetilmeksizin binanın yapıldığı tarihte ki asgari levazım değeri üzerinden bedele hükmedilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez.
O halde, kazanılmış haklarda gözetilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazdaki davalıya ait binanın yapıldığı tarihteki rayiç değeri üzerinden bedele hükmedilmesi gerekirken, asgari levazım değeri üzerinden yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.