Esas No: 2011/8656
Karar No: 2011/12684
Karar Tarihi: 14.12.2012
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8656 Esas 2011/12684 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ALANYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2008
NUMARASI : 2005/60-2008/609
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, çekişme konusu 10 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümün çıplak mülkiyetini, davalının ölünceye kadar bakma vaadiyle kendisini kandırarak temellük etiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı mirasçıları tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 10 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölüm davacı adına kayıtlı iken 27.01.2004 tarihinde çıplak mülkiyetinin davalıya satış yoluyla temlik edildiği görülmektedir.
Davacı, yaşlı, hasta, kimsesiz ve bakıma muhtaç durumda bulunması nedeniyle, davalının, ölünceye kadar bakma vaadiyle kendisini kandırarak taşınmazın adına temlikini sağladığını, ancak, kısa bir süre kendisine baktığını, sonrasında bakım borcunu yerine getirmediğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.
Bilindiği üzere; hile,genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur.B.K"nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz.Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluylada kullanılabilir.
Somut olaya gelince; davacı, çekişmeli taşınmazı ölünceye kadar bakma akdiyle davalıya vermek istediğini, bu amaçla tapuya gidildiğini, işlemin yapıldığını, sonradan davalının bakım borcunu yerine getirmemesi üzerine temlikin satış şeklinde yapılmış olduğunu öğrendiği, bunun üzerine davalıya ihtarname keşide ettiğini ileri sürmüştür. Gerçektende, davacı vekili tarafından davalıya gönderilen Alanya 1.Noterliğinin
24.11.2004 günlü, 11447 yevmiye nolu ihtarnamesinde aynı iddiaların tekrar edildiği ve eldeki davanın süresinde açıldığı sabittir.
Özellikle, doktor olan davalı tanığı M. K."ın beyanından ve tüm dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazın davacı tarafından ölünceye kadar bakma aktiyle temlik edilmek istendiği halde, hileye düşürülerek işlemin satış şeklinde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, temlik sırasında intifa hakkı davacının üzerinde bırakılmış ise de, bu hususun hile olgusunu ortadan kaldırmayacağı açıktır.
O halde, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde, tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalının bir takım hileli yollarla davacının iradesini yanıltmak suretiyle dava konusu taşınmazı üzerine geçirdiği ve böylece yapılan temliki işlemin hileyle sakat olup, davalı adına sicilin yolsuz şekilde oluştuğu sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacı tarafın yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü ( yeni 6100 sayılı HMK"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi hükmü gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.