Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmaz ve deniz yüzeyini davalının çeşitli muhdesatlar yapmak ve kullanmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürüp, kıyı vasfındaki alana ve deniz yüzeyine yönelik elatmasının önlenmesi ve üzerindeki muhdesatların yıkımına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının dava tarihinden önce imalatları yıkarak müdahaleye son verdiği, taşınmaz üzerinde herhangi bir işgalinin bulunmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, kıyı niteliğindeki yere elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkin olup, mahkemece, dava tarihinden önce elatmaya son verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalının da imzasını taşıyan 26.07.2004 tarihli tutanakta 17 sayılı parselin önüne isabet eden yerdeki beton dolgu ve kayraktaş döşemenin kaldırılmış olduğu yazısı üzerine mahkemece de bu tutanak esas alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Oysa, keşfen elde edilen bilirkişi raporunda bu taşınmaz üzerindeki muhtesatların keşif tarihi itibariyle mevcut olduğu bildirilmiştir. Tutanağın düzenlendiği tarih itibariyle bir elatma olgusu bulunmamakla beraber sonradan aynı olgunun meydana getirilmesi olanaklıdır. Kaldı ki, keşfen elde edilen bilirkişi raporu ile de bu sabittir.
Ne var ki, davalı söz konusu kayraktaş kaplı alan ve şemsiye-şezlong koymak için yapılan düzenlemenin kendisi tarafından gerçekleştirilmediğini, dava konusu imalatların Belediye tarafından yapıldığını bildirmiş, mahkemece bu konuda bir araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılmadan neticeye gidilmiştir.
O halde, eksik tahkikatla yetinilerek sonuca gidilmesi doğru değildir. Bozma sebebine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.