Esas No: 2011/13515
Karar No: 2011/12666
Karar Tarihi: 14.12.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/13515 Esas 2011/12666 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BODRUM 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2010
NUMARASI : 2008/497-2010/411
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmaz ve deniz yüzeyini davalının çeşitli muhdesatlar yapmak ve kullanmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürüp, kıyı vasfındaki alana ve deniz yüzeyine yönelik elatmasının önlenmesi ve üzerindeki muhdesatların yıkımına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının dava tarihinden sonra imalatları yıkarak müdahaleye son verdiğinin anlaşıldığı ve davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kıyı niteliğindeki yere elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkin olup mahkemece, yargılama sırasında imalatların yıkılarak elatmaya son verildiği gerekçesiyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 21.9.2006 tarihinde idarece tutulan tutanağa göre davalının ahşap iskele, beton dolgu ve beton zemin üzerine taş döşemek suretiyle kıyıya elattığının tespit edildiği, bunun üzerine eldeki davanın açıldığı, dosyada elde edilen 18.12.2009 tarihli bilirkişi raporuna göre davalının ahşap iskele yapmak suretiyle kıyıya elattığının belirlendiği, yargılama sırasında tutulan 15.5.2010 tarihli tutanakta ise davalının iskeleyi kaldırdığı, ancak 64,26 m²"lik beton zeminin çekişmeli yerde mevcut olduğunun saptandığı görülmektedir. O halde, iskele ile ilgili olarak kurulan hükümde bir isabetsizlik yoktur.
Ancak, davadan önceki tespit tutanağında dava konusu yerde zemine beton atıldığı belirlenmiş ve dava dilekçesinde bu husus da dava edilmiştir. Ne varki, keşfen elde edilen bilirkişi raporunda bu hususta bir bilgiye yer verilmemiştir. Hemen belirtilmelidir ki, fiilen elatma olgusuna son verilse bile beton zeminde bulunduğu sürece elatmanın devam ettiği kabul edilmelidir. Böylesi bir durumda da, davanın konusuz kaldığından söz edilemez. Öyle ise, yetersiz bilirkişi raporuyla yetinilerek karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı Hazinenin, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün ( 6100 sayılı HMK,nun geçici 3. Maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.